YeMeK aDaBı ..
[b]YEMEK ÖNCESİNDE[/b]
[b]yerine getirilmesi gereken edep kuralları -1-[/b]
Hayatın bir ibadete dönüşmesi için hayatın ekseninde Allah bilincinin ve her an ve her nerede olunursa olununsun Allah'la birlikte olunduğu şuurunun bulunması zorunludur.
[b] İmam Gazâli, [/b]yemekten önce yerine getirilmesi gereken edep kurallarını anlattıktan sonra yemek esnasında yerine getirilmesi gereken sofra adabına ilişkin açıklamalarda bulunur.
Ancak hemen bir hususu belirtelim ki, bunlar öncelikle tek başına yemekte olan kimsenin uyacağı kurallardır. Bunlara sofra adabı adını vermiş olmamızdan, bunların sadece toplu halde birlikte yenen sofralarda uyulması gereken edep ve görgü kuralları olduğu zannedilmemelidir.
[b]
Nitekim İmam Gazalî [/b]de [b]"İhyâu Ulûmiddin"[/b] kitabının "[b]Yemek Yemenin Adabı" [/b]başlıklı bölümünü anlatırken, konuya şu sözleriyle başlar:
[b]"Tek başına yemek yiyen kimsenin uyması gereken kurallar:[/b]
[b]
Bunlar: [/b]
[b]1-[/b] Yemekten önce,
[b]2- [/b]Yemek esnasında,
[b]3-[/b] Yemekten sonra olmak üzere üç kısımdır."
Yemek esnasında yerine getirilmesi gereken edep kurallarını kısaca maddeler halinde aşağıda ele alıyoruz.
[b]1- [/b]Yemeye besmele ile yani[b] "Bismillahirrahmanirrahim"[/b] sözüyle başlamak.
Ayrıca yemek sebebiyle Allah'ın zikrinden gafil olmamak için her lokma alındıkça [b]"bismillah"[/b] demek de güzel bir davranış olur.
[b] Aynı şekilde [/b]
ilk lokmayı alınca [b]"Bismillah",[/b]
ikinci lokmayı alınca[b] "Bismillahirrahman"[/b]
ve üçüncü lokmayı alınca da [b]"Bismillahirrahmanirrahim" [/b]demek de iyidir.
Besmeleyi, sofrada başka insanlar da varsa, onlara hatırlatmak için açıktan söylemelidir.
[b]
Huzeyfe Radıyallahu Anh [/b]yemeye besmele ile başlanmasına dair yaşadığı bir hâdiseyi ve Resûlullah'ın bu husustaki tutumunu şöyle anlatır:
[b]"Biz Resûlullah'ın yanında yemeğe oturunca,[/b] Resûlullah yemeye başlamadıkça, kesinlikle elimizi yemeğe uzatmazdık. Bir seferinde yine onunla yemeğe oturmuştuk. Derken bir cariye (küçük kız çocuğu) geldi, sanki arkasından bir iteni var gibi hemen elini yemeğe uzattı. Resûlullah onun elinden tuttu. Arkadan bir bedevî geldi, sanki onun da arkasından iten biri vardı, alelacele o da elini yemeğe uzattı. Resûlullah onun da elinden tuttu ve şunu söyledi:
[b]"Şeytan, üzerine Allah'ın ismi zikredilmeyen yemeği kendine helâl kabul eder. Nitekim sayesinde yemeğimizi kendisine helâl yapmak için bu cariyeyi getirdi. Ben de elinden tuttum. Bunun üzerine şu bedevîyi getirip onunla yemeği kendine helal yapmak istedi, ben onun da elinden tuttum. Nefsim elinde olan Zatı Zülcelal'e yemin olsun şeytanın eli o ikisinin eliyle birlikte avucumdadır."[/b] Resûlullah bunları söyledikten sonra besmele çekip yemeye başladı."
[b]Resul- Ekrem'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın[/b] bu açıklamasından besmele okunmadan yenen yemeğe şeytanın ortak olduğu ve bu şekilde beslendiği anlaşılmaktadır. Öyleyse yemeye besmeleyle başlamak bir zorunluluk ve gerekliliktir. Fakat yemek yiyen kimse başta besmeleyi okumayı unutmuşsa ne yapacaktır?
[b]
Hz. Aişe Radıyallahu Anhâ bunun cevabını bizzat Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şu şekilde aktarıyor: [/b]
[b]"Resûlullah buyurdu ki: [/b]
"Sizden kim bir şey yerse [b]"Bismillah"[/b] desin. Başta söylemeyi unutmuşsa, sonunda şöyle söylesin:[b] "Bismillahi fî evvelihî ve âhirihî [/b](başında da sonunda da Bismillah)."
[b]
[b]Yine Hz. Aişe Radıyallahu anhâ dan[/b] gelen bir hadis,[/b] yemeye besmeleyle başlamanın bir faydasının da yemeğin bereketlenmesi ve yiyenleri doyurması olduğunu bizlere öğretmektedir. Hz. Âişe Radıyallahu Anhâ şöyle anlatıyor:
[b]"Resûlullah,[/b] ashabından altı kişi ile birlikte yemek yiyordu. Derken bir bedevî geldi. (Besmele çekmeksizin) iki lokmada (yemeğin tamamını) yutuverdi. Resûlullah:
[b]"Eğer bu adam besmele çekseydi yemek hepinize yeterdi!"[/b] buyurdu."
[b]
2- Sağ elle yiyip içmek. [/b]
Hz. Ömer'in oğlu Abdullah'tan gelen bir hadiste Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sol elle yemeyi yasaklayarak şöyle buyurmuştur:
[b]"Sizden kimse sakın sol eliyle yiyip içmesin. Çünkü şeytan soluyla yer içer." [/b]
Ancak hemen belirtelim ki âlimler sol elle yemek yemenin hükmünde ihtilaf etmişlerdir. Onlardan bunu vacip görenler olduğu gibi mendub görenler de vardır. İbrahim Canan Kütüb-i Sitte Muhtasarı tercüme Şerhi'nde bu hadisin şerhini yaparken İmam Gazalî'nin ve İmam Nevevî'nin de sağ elle yemenin hükmünün mendub olduğunu kabul ettiğini söyler.
Cağımızın yaşayan İslâm Fıkhı âlimlerinden birkaçına acizane ben de, sağ eliyle yemek yemekte zorlanan, hemen hemen bütün işlerini sol eliyle yapan bir solak insanın sol elle yemesinin hükmünü ve bu şekilde yiyip içmesinin dinen bir sakıncası olup olmadığını sormuştum. Hocaların buna cevabı, bunun o durumdaki kimse için bir sakıncasının olmadığı yönünde olmuştu.
[b]3- [/b]Yemeye tuzla başlayıp, yine tuzla bitirmek.
[b]4-[/b] Yemeyi küçük lokmalar halinde almak ve iyice çiğneyerek yemek.
[b]5-[/b] Lokmanın birini yutmadan diğerini almamak.
[b]6-[/b] Hiçbir yemeği kötülememek ve ayıplamamak. Önüne gelen beğendiği bir yemekse yemeli, değilse yememeli; ama kendisi beğenmiyor diye yemeği asla kötülememelidir.
[b]Çünkü Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hiçbir yemeği kötülememiş ve ayıplamamıştır[/b]. Kendisine sunulan yemek, hoşuna giden, beğendiği bir yemekse yemiş, değilse yememiştir.
Buhârî ve Müslim'in rivayet ettikleri bir hadiste Hz. Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh, Resûl-i Ekrem Efendimizin Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın yemek karşısındaki bu tutumunu şöyle anlatmaktadır:
[b]"Resûlullah hiçbir zaman herhangi bir yemeğe laf etmedi, ayıplamadı. İştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna gitmeyen bir yemekse yemezdi."[/b]
[b]7- [/b]Yemeği önünden yemek, diğer taraflara el uzatmamak.
Ancak bu bütün yemek çeşitleri için geçerli olan bir kural değildir.
[b]Çorba, pilav, fasulye [/b]gibi tümü tamamında aynı nitelik ve özellikte olan yemeklerde kendi önünden yemek edep iken,
[b] meyve gibi farklı kalite ve özellikte yiyecekler içeren tabaklarda önden değil,[/b] seçerek yemek edep olmaktadır.
Çünkü Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'ın uygulaması bu şekilde gelmiştir.
[b] Abdullah b. İkrâş b. Züeyb babasından şöyle naklediyor:[/b]
"Kavmim Benî Mürre b. Abîd, benimle mallarının sadakasını Resûlullah'a gönderdi. Medine'ye gelince O'nu muhacir ve ensarın arasında oturmuş buldum. Elimden tutup beni Ümmü Seleme'nin evine götürdü. Eve varınca:
[b]"Yiyecek bir şey var mı?"[/b] diye sordu. Bize, içerisinde bolca serîd ve (kuşbaşı) et parçaları olan bir tepsi getirildi. Ondan yemek için yanaştık. Ben elimle kabın her tarafını yokladım. [b]Resûlullah önünden yedi. (Bir ara) sol eliyle sağ elimden tuttu ve:
"Ey İkrâş! Bir yerden ye. Çünkü (kabın içindeki yemek) tek bir yemektir." [/b]buyurdu.
Sonra bize, içerisinde taze ve kuru çeşitli hurmalar bulunan bir tabak getirildi. Bu sefer önümden yemeye başladım. Resûlullah'ın eli ise, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Bana da:
[b]"Ey İkrâş! Dilediğin yerinden alıp ye. Çünkü (tabağın içindekilerin hepsi) aynı çeşit değildir." [/b]buyurdu."
Dipnotlar:
1- Müslim, Eşribe 102, (2017); Ebû Dâvud, Et'ime 16, (3766);
İbrahim Canan, Kütübi Sitte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, 11/96�97
2- Ebû Dâvud, Et'ime 16, (3767); Tirmizî, Et'ime 47, (1859);
İbrahim Canan, a.g.e., 11/97
3- Tirmizî, Et'ime 47, (1859); İbrahim Canan, a..g.e., 11/97
4- Müslim, Eşribe 106, (2020); Muvatta, Sıfatu'n�Nebî 5,
(2, 922, 923); Ebû Dâvud, Et'ime 20, (3776);
Tirmizî, Et'ime 9, (1801); İbrahim Canan, a.g.e., 11/102
5- Ayrıntılar için bkz. a.g.e., 11/103-104
6-Buhârî, Et'ime 21; Menâkıb 23; Müslim, Eşribe 187, (2064);
Ebû Dâvud, Et'ime 14, (3763); Tirmizî, Birr 84, (2032);
İbrahim Canan, a.g.e., 11/134
7-Tirmizî, Et'ime 41, (1849); İbn Mâce, Et'ime 11, (3274);
İbrahim Canan, a.g.e., 11/104105[/color]
YeMeK aDaBı ..
Allahrazı olsun..Emeğinize sağlık
01.11.2007 - su misali