Eyyam-ı biyz: Dolunay

[size=18px][b][color=blue]Eyyam-ı biyz: Dolunay[/color][/b][/size]


Zaman ihtiyarladıkça [b]Kur'an-ı Kerim [/b]ve Sünnet-i Nebeviyye gençleşiyor. Modern ilimlerin terakkisiyle, on dört asır önce gelen o ümmi zatın [i](s.a.v.) [/i]yaşadığı hayatın ve tavsiye ettiği prensiplerin mükemmelliği daha iyi idrak ediliyor. Nitekim [b]Rabbimiz[/b] celle şânühu şöyle buyuruyor:

“(Rasûlüm) [b]de ki, hamdolsun Allah'a. 0, ayetlerini [/b](delillerini) [b]sizlere gösterecek, siz de onları tanıyacaksınız[/b].” [i](Neml suresi, 93)[/i] “[b]Varlığımızın delillerini, [/b](kâinattaki uçsuz bucaksız) [b]ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?[/b]" [i](Fussılet suresi, 53) [/i]

Bu günlerde ilim adamlarının dikkatini çeken yeni bir konu var:

[b]İnsanoğlunun ayak basıp yakından tanıdığı Ay'ın insanlar üzerindeki tesiri[/b].

İlim adamlarının araştırmalarına göre, dev gibi okyanuslarda [b]med-cezir[/b] [i](gel-git)[/i] olaylarına yol açan [b]dolunay[/b], vücudunun yüzde 80'i su olan insanoğluna da tesirler yapıyor. Vücuttaki sıvı dengesi bozuluyor, beyindeki düzenli işleyiş aksıyor ve kalp atışı hızlanıyor. Özellikle [b]kalp[/b] ve [b]şeker hastaları[/b]nda tehlikeli sonuçlara yol açabilen dolunay, [b]sinir sistemi[/b]ndeki hücrelerin işleyiş düzenini bozduğu için dengesizlikler meydana getiriyor. Bunda [b]vücuttaki elektrik akımının iki misline çıkması[/b] da büyük rol oynuyor. [b]Dolunay[/b]ın kadınlara daha fazla tesir ettiği de bir gerçek. İlim adamları bu tesirleri şöyle sıralıyor:

[b]1) Kadınlar dolunay günlerinde çok hassas oluyor ve daha çabuk ağlıyorlar.[/b]

2) Doğumlar, bu günlerde yüzde 20 oranında artıyor.

[b]3) Dolunay adet görme düzenini bozuyor ve kanamaları arttırıyor.[/b]

4) Cinsiyet hormonundaki artış sebebiyle cinsi arzular fazlalaşıyor.

[b]5) Kadınlarda migren artıyor ve daha saldırgan hale geliyorlar.[/b]
***

[b]SUÇ ORANLARI, OLAYLAR, İNTİHARLAR[/b]

1993 yılının Ağustos ayındaki [b]dolunay[/b] günlerinde, [b]Almanya[/b]'daki [b]adam öldürme, cinnet geçirme [/b]ve[b] intihar [/b]olaylarında önemli artışlar meydana geldi. Yapılan araştırmalara göre dolunay, yalnız [b]Kuzey Avrupa [/b]ülkelerinde değil, yeryüzünün her yerinde insanlara tesir ediyor. Psikologlar, [b]dolunay[/b] zamanı insandaki ruhi değişimin tespit edildiğini söylüyorlar. Ay'ın bu günlerinde cinnetlerin arttığını söyleyen [b]Fransız[/b] araştırmacı [b]Rene Claude Guillot[/b], işlenen cinayetleri araştırmış ve konuyla alakalı olarak "[b]Dolunay Cinnetleri[/b]" adlı bir kitap yazmış. Araştırmacı: "[b]Yalnız Fransa'da değil, Amerika'daki polis kayıtlarından da dolunay gecelerinde işlenen cinayetlerin sayısında artış olduğunu fespit etmek mümkün[/b]" diyor.

[b]Bilim[/b] ve [b]Teknik Dergisi[/b]'nde neşredilen "[b]Dolunay ve Suç[/b]" başlıklı haberde aynı doğrultuda: "[b]Hindli iki bilim adamı, 1980'deki dolunaylar sırasında görülen zehirlenmelerin ve 1984'teki dolunaylarda cereyan eden suç oranının arttığını[/b]" bildirdi. Bu çalışmalar, ciddi bir tıp dergisi olan [b]British Medical Journal[/b]'da yayınlandı. Araştırmacı [b]Prof. C.P.Thakur[/b]'a göre, [b]dolunay [/b]günlerinde [b]zehir alma[/b] veya [b]zehir verme [/b]yoluyla gerçekleşen [b]intihar[/b] ve [b]cinayetler[/b]in artış sebebi, insan vücudundaki [b]gel-git[/b] [i](med-cezir)[/i] dalgalarıdır.

[b]Dolunay[/b] sırasında [b]Dünya, Ay [/b]ve [b]Güneş[/b] aynı doğru üzerinde olduklarından, [b]Ay'ın insan üzerindeki çekim kuvveti artar ve vücuttaki su miktarı yüzde 60'ı aşar[/b]. Bunun yol açtığı bedeni ve ruhi değişmeler ise, zehir alma-verme ve suç işleme eğilimini arttırır. Araştırmacı, beş yıl içinde üç polis karakoluna bildirilen suçları bilgisayara yükleyip, neticeyi dolunay tarihleriyle karşılaştırarak bu sonuçlara varmıştır.
***

[b][color=blue]HADİS-İ ŞERİFLERDE DOLUNAY[/color][/b]

İncelediğimiz bu yeni araştırmalar, bize eyyam-ı biyz tabir edilen ve kameri [b]Ay'ın 13, 14 ve 15. günleri [/b]tutulması sünnet olan orucu hatıra getirdi. Acaba Efendimiz [i](s.a.v.) [/i]bu orucu niye tavsiye ediyor? Araştırmamızın neticesi, binlerce ehl-i ilmin 14 asırdır önünde saygı ile eğildiği 0 [b]Ümmi Peygamberin[/b] [i](s.a.v.) [/i]doğruluğunu ve peygamberliğini adeta bir kere daha tasdik etmektedir: "[i][b]Evet doğru söyledin ve hakkı konuştun ya Rasûlallah[/b][/i]" diyerek…
Şimdi dilerseniz mûteber hadis kitaplarının mevzu ile alâkalı hadislerine bir göz atalım:

1. Buhari, Müslim ve Nesei'nin ittifakla rivayet ettikleri hadiste, Ebu Hureyre (r.a), Efendimizden şöyle rivayet ediyor: "[b]Dostum Halilim[/b] [i](s.a.v.)[/i] [b]bana her ay 3 gün oruç tutmayı tavsiye etti[/b]."

2. Müslim'in Ebu'd-Derda'dan (r.a) rivayet ettikleri hadisi şerifte, "[b]Habibim, yaşadığım müddetçe terk etmeyeceğim her ay 3 gün oruç tutmayı tavsiye etti[/b]." buyurulur.

3. Buhari ve Müslim, Abdullah Bin Amr'dan ittifakla şu hadis-i şerifi rivayet ediyorlar: "Efendimiz buyurdu ki: [b]Her aydan 3 gün oruç tutmak, bütün sene oruç tutmak gibidir[/b]."

4-Beyhaki, Taberani, Ebu Davud, Nesei, Tirmizi, Ahmet b. Hanbel, Bezzar, İbn Hibban sahihinde ve diğer hadis kitaplarında, bu konuyla alakalı birçok hadise rastlıyoruz. Mesela: Tirmizi ve Nesei, Ebu Zerr’den ( r.a) şu hadisi rivayet ediyorlar: "[b]Ey Ebu Zerr, her ay üç gün oruç tutarsan, 13,14 ve 15.ci günleri tut.[/b]"

Bilindiği gibi ayın ortasına rastlayan bu üç gün, [b]dolunay[/b] günleridir. Ve bütün bu hadisler, [b]Efendimiz[/b]in [i](s.a.v.) [/i]ümmetine [b]eyyam-ı biyz[/b] [i](beyaz, ak-parlak günler)[/i] orucunu ısrarla tavsiye ettiğini ortaya koymaktadır. Bu günlere, gündüz güneşle, gece de dolunayla 24 saat aydınlık olmasından dolayı [b]eyyam-ı biyz [/b]denmiş.

[b]Efendimiz[/b] [i](s.a.v.)[/i] bu orucu niçin tavsiye ediyor? Ahmed bin Hanbel, İbn-i Hibban sahihinde, Beyhaki, Bezzar, İbn Abbas'dan rivayet ediyorlar. Efendimiz (s.a.v.) buyurdu: "[b]Sabır ayının [/b](Ramazan) [b]orucu ve her aydan üç gün oruç tutmak, göğsün vahar'ını giderir[/b]. "[b]Vahar[/b]” kelimesi Arapça'da "[b]kin, gayz, öfke, düşmancık, vesvese, hile, sinirlenme[/b]" manalarına gelmektedir.

Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde, Ebu Zerr [i](r.a)[/i] [b]Peygamber Efendimiz[/b]den [i](s.a.v.) [/i]şu hadis-i şerifi rivayet ediyor: "[b]Her ay üç gün oruç tutmak, göğsün mağalle'sini giderir[/b]." Sahabiler sordular: "[b]Ya Rasûlallah, göğsün mağalle'si nedir[/b]?" Efendimiz buyurdular: "[b]Şeytanın pisliğidir[/b]."

[b]Efendimiz[/b] [i](s.a.v.) [/i]tarafından [b]dolunay[/b]a rastlayan günlerde oruç'un tavsiye edilmesi, gerçekten 0'nun kıyamete kadar devam edecek mucizelerinden biridir. Ebû Dâvud ve Nesei’de, Kudame b. Nilham şöyle söylüyor: "[b]Efendimiz[/b] [i](s.a.v.)[/i] [b]bize eyyam-ı biyz[/b]de [i](beyaz günler)[/i] [b]oruç tutmayı emrederdi [/b]ve "[b]Bu, bütün sene oruç tutmak gibidir[/b]" buyururdu.

Bu hadisleri bir bütün olarak incelediğimizde, [b]Efendimiz[/b]in ihbar-ı gaybi nevinden iki mucizesi zuhur ediyor:

[b]a) Efendimiz[/b] [i](s.a.v.) [/i]Dolunay'ın insan vücudu üzerindeki menfi tesirlerinden haber veriyor ki; bu hadise 14 asır sonra yeni anlaşıldı ve araştırmalar hala devam ediyor.

[b]b) Sevgili Peygamberimiz[/b] [i](s.a.v.)[/i], insanın bu menfi tesirlerden korunmasını tavsiye ederken tedavi yolunu da gösteriyor. Bu ikinci şık, henüz ilim adamlarınca tespit edilmiş değil. Ve araştırmacılar, Dolunay'a karşı vücudumuzdaki tabii dengeyi nasıl koruyacağımız hususunda yeterli bir şey söyleyemiyorlar, zira çok yeni bir konu (!). Ama maddede ve manada rehberimiz olan [b]Hz. Muhammed Mustafa [/b][i](s.a.v.), [/i]mucizevi tıbbıyla asırlar öncesine ışık tutuyor, tekrar [b]Tıbb-ı Nebevi[/b]'ye dikkatleri çekiyor, kafa ve kalp bütünlüğüne ermiş doktorları, bu sonsuz hazineye davet ediyor.

Hadis şerhlerinde, [b]eyyam-ı biyz[/b]'in faziletleri üzerinde durulurken, [b]bu orucun sıkıntı, stres ve şeytanın pisliğini gidermesi [/b]hususunda bir şey söylenmiyor. Zira bu (stres), eskiden bilinen bir şey değildi. 21. asrın başlarındaki bizler, dolunayın insan üzerindeki menfi tesirlerini öğrenince, [b]Efendimiz[/b]in [i](s.a.v.) [/i]orijinal ve her zaman taze tavsiyelerinin hikmetini daha iyi anlıyor ve bunu bütün dünyadaki ihtiyaç sahiplerine duyurmanın heyecanını yaşıyoruz.

Bakalım [b]dolunay[/b]ın insanlar üzerindeki menfi tesirlerini tesbit eden ilim adamları, bu tesirlere karşı korunma ve tedavi yollarını da keşfedecekler-edebilecekler mi? Bilmiyoruz. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, 14 asırlık farkı kapayamayacaklardır.

[i]Kaynak: (Tashih ve tanzimlerle H. E.) Üsve-i Hasene, Düşünen İnsanlar İçin ve [url]http://www.kalbinsesi.com/konu/dolunay.asp[/url][/i]

3 yorum

Eyyam-ı biyz: Dolunay

[quote="zhümeyra"]eline sağlık ALLAH celle celaluhu razı olsun çok faydalı bir konuyu gündeme getirmişsiniz ...

zaten mubarek RASULULLAH sallahu aleyhi vesselem efendimizin
her buyurduğunda hikmetler vardır demekki dolunaydaki eyyamı biyz de
de bunlar gizliymiş RABBİM amil olmamızı nasip eylesin[/quote]

15.11.2007 - talib

Eyyam-ı biyz: Dolunay

eline sağlık ALLAH celle celaluhu razı olsun çok faydalı bir konuyu gündeme getirmişsiniz ...

zaten mubarek RASULULLAH sallahu aleyhi vesselem efendimizin
her buyurduğunda hikmetler vardır demekki dolunaydaki eyyamı biyz de
de bunlar gizliymiş RABBİM amil olmamızı nasip eylesin

15.11.2007 - zhümeyra

Eyyam-ı biyz: Dolunay

iyigünler allaha emanet olün

05.11.2007 - Tefekkür

Konular