Dinlediğini ve Dilediğini Duymak

[b][color=red]Dinlediğini ve Dilediğini Duymak

Bir gün bir Kızılderili ve beyaz arkadaşı New York şehrinin merkezinde yürüyordu. O sırada öğle tatili vaktiydi ve caddeler insanlarla doluydu. Sürücüler kornalarını çalıyor, taksi sürücüleri müşteri bulmak için köşelerde bağrışıyor, sirenler çalıyordu... Kısacası şehrin gürültüsü insanı sağır edebilecek kadar fazlaydı. Birden Kızılderili durdu ve "Bir cırcır böceğinin sesini duyuyorum!" dedi. Arkadaşı "Ne? Çıldırmış olmalısın. Bu gürültüde cırcır böceğini duymanın imkanı yok!" diye karşı çıktı. "Eminim," diye ısrar etti Kızılderili, "bir cırcır böceği duydum."

Kızılderili bir müddet dikkatle dinledi ve caddenin karşı tarafına geçip büyükçe bir çimento fabrikasına doğru yürüdü. Fabrikanın bahçesinde öbek öbek birkaç çalılık vardı. Çalılıklara baktı. Gerçekten de dalların altında küçük bir cırcır böceği duruyordu "İnanılmaz! Sende insanüstü kulaklar var galiba!" dedi adam. "Hayır!" diye cevapladı Kızılderili. "Benim kulaklarım seninkilerden farklı değil. Bütün mesele, dinlediğin şeye bağlı." "Bu mümkün değil!" dedi arkadaşı. "Ben bu gürültüde asla bir cırcır böceğini duyamam." Elini cebine sokup birkaç madeni para çıkardı ve onları yuvarlanacak şekilde kaldırımda yere attı. Kulaklarında hâlâ kalabalık caddelerin gürültüsü yankılanırken, 8-10 metre mesafe içindeki bütün kafaların dönüp kaldırımda çınlayan paranın kendilerine ait olup olmadığına baktığını gördüler...

Yaşamın içinde de şikayetlerimizi haksız çıkaran sesler saklı aslında… Kalabalık cadde kenarındaki bir parktaçocukların gülüşmeleri , işin en yorucu zamanında kulağınıza çalınan, çocukluğunuzdan kalan tatlı bir melodi ya da otobüs beklerken ayak ucumuzda o günkü azığını arayan serçenin cıvıltısı… Yüreğimizi başka gürültüler işgal ettiyse, bu güzel seslere kulak vermek ne mümkün! Ama onlar oradalar ve dinlediğini, dilediğini duyan kulakları bekliyorlar… Bugünden tezi yok, neyi dinleyeceğinize siz karar verin ve yaşamın gizli seslerini kulak ardı etmeyin…[/color][/b]

Konular