BASARI FAKTORLERI VE ORNEKLERI

Başarı, bir hayal veya rüya ile başlar ve fikre dönüşür. Sonra, zihnimize hakim olarak bu fikri gerçekleştirmeye yöneltir. Yıllar boyu başarılı olanların örneklerine bakacak olursak, çoğunun ya kendileri için ya da başkalarının uğruna ‘hayat kurma’ yoluna yöneldiğini görürüz. Ancak hemen hepsi basit ve yeni bir fikirle başlamıştır.
1. Başarıya götürecek irade (istek) ve kararlılık.
2. Beyinlerimizi zamanımızı çalan yararsız şeyleri bir kenara bırakıp çok daha değerli şeylere odaklanmaya programlamak.

Fatih Sultan Mehmet:
Daha on yaşındayken kalbine doğan bir hayal ile başladı. Fatih’in hocası çok genç yaşta ona bu arzuyu verdi. Hocası Hz. Peygamberin (sav) hadisindeki müjdeyi anlattı: “İstanbul mutlaka feth edilecektir, onu feth eden komutan ne güzel komutan, onu feth eden ordu ne güzel ordudur.”

Hocası ona “bu komutan neden sen olmayasın” diye söylerdi. Bu yüzden Komutan kendisini bu misyona hazırlamaya başladı. Azar azar İstanbul’un korumalı duvarlarına yaklaşmaya başladı ve kalbinde “Peygamber’in övgüyle bahsettiği kişi ben olacağım” düşüncesi hakim oldu. Yönetim ve savaş sanatlarını öğrendi ve altı yabancı dili en güzel şekilde öğrendi ve tecrübesini sürekli geliştirdi. Hedefi gözünde netleşmişti ve bu sayede yirmi bir yaşında İstanbul’u feth etti.

Dr. Ahmet Züveyl:

Onun başarısının sırrını biliyor musunuz? Ony başarıya yöneltenin kim olduğunu biliyor musunuz? Gerçek şu ki, küçüklüğünde annesi onun odasına “Burası Dr. Ahmet Züveyl”in odası” diye bir levha asmıştır. Bu yüzden çok genç yaşında bir fikirle büyüdü. Kalbini ve zihnini bu yönde bir irade (istenç) oluşturacak biçimde doldurdu. Sonunda amacında başarılı oldu.

İman Buhari:

Hayatına yön veren rüyayı gördüğünde yalnızca 12 yaşındaydı. Hz. Peygamber’in (sav) yolunda yürüdüğünü ve Peygamber’in ayağını koyduğu hemen her yere ayağını sürdüğünü gördü. Hayret içinde rüyasından uyandı ve hocasına gitti ve “Kim hadisleri derlerse ve onların zayıf ve uydurma olanlarını sağlam olanlarından ayıklarsa, sevgili Peygamber (sav) yolunda yürümek gibidir” dediğini duydu. Hemen rüyasının anlamını anladı ve İmam Buhari en sağlam Hadis derleyicisi oldu. O İlm-I Rical (Aktaranlar Bilimi) [2] ve Cerh ve Tâdîl İlmi (Aktarıcıları Red ve Kabul Bilimi) [3] gibi bilimleri kurmuştur ve sağlam aktarımları (rivayet) ispatlama kurallarını geliştirmiştir. Bu yöntemle 7,000 hadis toplamıştır. Sağlam anlatımları (rivayetleri) bulmak için dünyanın etrafını iki kez dolanacak biçimde bütün dünyada hadis aramıştır. Seyahatleri esnasında zamanın hadis aktarıcısı olarak tanınan dört bin alimi ziyaret etmiştir. Bir Bağdat ziyaretinde onu test etmek için bütün alimler toplanmıştı. Aktaranları yanlış söyleyerek 100 tane sağlam hadis söylediler. Her hadis okunduğunda “Bunu bilmiyorum, şunu bilmiyorum” dedi. Bitirince dediler ki “Bakın, bu adam ona söylediğimiz hadislerin hiçbirini tanımadı”. Ama sonra onları şaşırtacak biçimde söylenen her bir hadisi gerçek aktaranlarıyla beraber tekrar okudu ve hepsini bitirdi. Böylece kendi bilgi derinliğini ve aşılamayacak yetkinliğini göstermiş oldu.

Thomas Edison:

Elektriği keşfeden meşhur Thomas Edison 15 yıllık hayat kesitinde 1,093 tane icat patentine imza attı. Sorun şu ki, neden onun gibi Müslüman birini görmüyoruz? Edison’a onun diğer araştırmacılardan farkı sorulduğunda, cevabı şöyle olmuştu: “Ben hiç bir zaman dahi değildim, benim buluşlarımın % 1’i zeka, % 99’u ter (zahmet) ve iradedir”. Neden bu başarılı ama Müslüman olmayan adama gıpta etmiyoruz?

Ümeyye Juha:

Bütün Arap Dünya’sında ‘En İyi Karikatürcü’ lakabını kazandı. Ümeyye Juha kocasının ölümü ve çocuklarını yalnız yetiştirme gibi önüne çıkan bütün sorunlara rağmen bu ünvanı kazandı.

Gençler de bu listenin dışında tutulamaz.

Yusuf bin. Teşfin:

Bu model kişilik bu programın hem gençler hem de yaşlılara hitap ettiğini gösterecek. Yusuf Bin Teşfin Kimdir?
Bu kişi İspanya’daki Müslüman Endülüs Emevi Devleti’nin üç yüzyıl daha sürmesini sağlamıştı. Bu kahramanımız eyleme seçtiğinde 90 yaşında idi. 500 yıllık Müslüman yönetiminden sonra Endülüs’ün küçük krallıklar arasında paylaşılmış olduğuna şahit oldu. Bu sıralarda Avrupa orduları Endülüs Müslüman topraklarını geri almak için toplanıyorlardı. Bu duruma seyirci kalmadı. Çok ileri yaşına rağmen atına atladı Endülüs’ü koruyacak bir plan yaptı. Orduları savaşa yönlendirdi ve Zalaka Savaşı denen yaşamsal bir savaşta düşmanları dağıttı. Dolayısıyla, üç yüz yıl daha Endülüs’te Müslüman hakimiyetini yeniden devam ettirmiştir. Bütün bunları 90 yaşındaki yaşlı bir adam yapmıştı. Hayatının daha sonra ermediğini kanıtlamıştır.

Biz de hayatın yeniden kurabileceğini göstermek için bu örnek yolları izlemeliyiz.

Mimar Sinan:

Sinan, 50 yaşına kadar tasarıma başlamamıştı. 85 yaşında öldüğünde, 364 mimari eser miras bıraktı ve bütün Rönesans İtalyan sanatçıları ondan yararlanmıştır. 2. Dünya Savaşı’nda onun şaheserine zarar vermemek için Naziler İstanbul’u bombalamamışlardır. Ölürken demiştir ki: “Yüce Allah, şahidim ol ki bütün yaptıklarımı Senin rızan için yaptım. Sana yalvarıyorum, Senin rızan için yaptıklarımın hatırına beni cennetine koy.” Bu adamın bütün işi Allah’a sürekli ibadet değildi ama eserleriyle bütün bir milleti etkilemişti.

Konular