Anneler Günü'nün hikayesi

ABD’li Anna Jarvis, annesinin ölümü üzerine bir anma günü düzenlendi.
ABD’li Anna Jarvis, çok sevdiği annesinin ölümü üzerine 1908’de tüm arkadaşlarını çağırarak bir anma günü düzenlendi.
Bir çığ gibi yayılan kutlama 1914’te ABD Kongresi’nin onayıyla ülke çapında "Anneler Günü"ne dönüştü.
ABD’nin Philedelphia Eyaleti’nde 9 Mayıs 1966 günü Anna Jarvis’in annesi öldü. Annesini çok seven Anna Jarvis’in üzüntüsü aylarca sürdü. Hayatta kimsesi kalmayan Anna Jarvis yaşama küstü. Yemedi, içmedi bir ara ölmeyi bile düşündü. Jarvis’in bu durumunu yakından izleyen komşusu onunla arkadaş oldu. Bir gün yaşlı komşusu söyleşi sırasında Jarvis’e "İnsanlar doğar, yaşar, ölür. Bu bir doğa kanunudur" dedi. Jarvis bu sözlerden çok etkilendi. Ancak bu doğruyu bulmak Jarvis’in annesine olan sevgisini azaltmadı. Aradan geçen süre içinde ölüm sözcüğünün soğukluğu gitti yerine anne sevgisinin sıcaklığı geldi. Artık Jarvis annesini gözyaşları ile değil, severek anmaya başladı. Jarvis’in annesinin ölüm yıldönümünde bütün arkadaşları eve geldi. O gün Jarvis arkadaşlarına, "Yılın bir gününü annelere ayıralım. O günü annelerimizle ilgili anılarla dolduralım. Böylece annelerimize olan sevgi borcumuzu ödeyelim" dedi.
ABD Kongresi onayladı
Arkadaşları Jarvis’in önerisini çok beğendi. Birlikte hemen kentin Belediye Başkanına gittiler. Belediye Başkanı, öneriyi içtenlikle benimsedi. Öneri gazetelerde yayınlandı. ABD Kongresi Mayıs ayının ikinci Pazar gününün Anneler Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı.
İnci küpeli anne simge oldu
Hürriyet Gazetesi’nin logosunu çizen Tahsin Öztin’in çizdiği kulağı inci küpeli, boynunda zarif inci kolyesi olan, sade ve çağdaş anne logosu Türkiye’da Anneler Günü’nün simgesi haline dönüştü.
Sümerler’e dayanıyor
Anneler Günü’nün kökeni Sümerlere dayanıyor. Sümerler’de bahar ayları çeşitli isimlerle doğurganlık, analık, doğanın yeniden uyanışı ile birlikte kutlanmış. Anneler Günü geleneği, Antik Yunanlı’ların Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan "Rhea" onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla sürmüş. Antik Romalı’lar da ilkbahar festivallerini İsa’nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana tanrıça "Cybele" onuruna kutluyorlardı. 1600’lü yıllarda "mothering day" adı ile şenlikler düzenlenmiş. Çalışanlara tatil verilmiş. Analık Pastaları sunulmuş. Hıristiyanlığın yayılmasıyla tüm kötülüklerden koruyan "Anneler Kilisesi"ni onurlandırmak için bu kutlamalar çerçeve değiştirmiş.
[size=5]Yani müslümanlarla Müslümanlıkla İslamla hiç bir alaksı yok !
Bir dinsizin uydurması ...[/size]
Ve malesef biz bunu bir gavur uydurması olan günü anmaya kutlamaya devam ediyoruz ...
Doğum günü, analar günü, babalar günü, [b]sevgililer günü[/b], ............................................
Hiç birinin dinimizle bir alakası yoktur ....
ve dinen kutlamak anmak vs. vs. [size=5][b]CAİZ DEĞİLDİR !!![/b][/size]