((Nefsimiz de Guguk Kuşu Gibidir...‏))

[b]Nefsimiz de Guguk Kuşu Gibidir...‏




Guguk kuşunun başka yuvalara yumurtlayıp, yavrularını buradaki ebeveynlere baktırdığını, yavruların diğer yavruları yuvadan attığını biliyor muydunuz? İşte nefsimiz şeytan tarafından gönül yuvamıza bırakılmış yabancı yumurta gibidir.
Guguk kuşunu normal hayatta görmemişizdir belki; ama “guguklu saati” biliriz. Saat başı küçük kulubesinden çıkıp “guguk guguk” diye öter. Gerçek hayatta ise guguk kuşunun ötüşünde müthiş bir plan ve insanoğlu için sınırsız ibretler bulunuyor.

Dişi guguk kuşu, yumurtlama vakti geldiğinde adeta zamanla yarışmaktadır. Devamlı uyanık ve dikkatli olan bu kuş, yapraklar arasında gizlenerek, yuva yapan başka cinsten kuş çiftlerini gözler. Daha önceden iyi tanıdığı bir kuş türünün yuva yaptığını görünce ne zaman yumurtlaması gerektiğine karar verir. Artık, yavruya bakacak kuş ailesi belirlenmiştir.

Guguk, bakıcı kuşun yumurtlamaya başladığını görür görmez harekete geçer. Kuş yumurtladıktan sonra yuvadan ayrılır ayrılmaz, hiç vakit kaybetmeden yuvaya gider ve kendi yumurtasını bırakır. Ama burada çok akıllıca bir şey daha yaparak, yuvanın gerçek yumurtalarından birini aşağı atar. Bu, yuvanın sahibi olan kuşun şüphelenmesini engelleyecektir.

Anne guguk kuşu, yavrusunun güvenilir bir hayata atılması için şaşılacak kadar mükemmel bir strateji ve zamanlama yapmaktadır. Çünkü dişi guguk bir mevsimde 1 değil tam 20 tane yumurta yapar. Buna uygun olarak, çok sayıda bakıcı ebeveyn belirleyip, bunları gözetlemesi ve yumurtlama zamanlarını iyi ayarlaması gerekmektedir. Anne gugukların iki günde bir yumurtlamaları ve her yumurtanın yumurtalıkta beş günde oluşması dolayısıyla, kuşun kaybedecek bir dakikası bile yoktur.

On iki günlük bir kuluçka devresi geçirip yumurtadan çıkan guguk yavrusu, 4 gün sonra gözlerini ilk kez açtığında, ona çok müşfik davranan -ama aslında kendisinin olmayan- ebeveynleri ile karşılaşır. Yumurtasından çıkar çıkmaz ilk işi de, ebeveynlerin olmadığı bir zamanda, yuvadaki diğer yumurtaları aşağı atmaktır! Evet, yanlış okumadınız. Fıtri olarak içine yerleştirilmiş bu hareketle yavru böylece kendine “hayat alanı” açmış olur. Bakıcı ebeveynler kendilerinin sandıkları yavruyu büyük bir özenle beslerler. Yavrunun yuvadan ayrılacağı 6. haftaya doğru çok ilginç bir manzara vardır: İki (serçe kadar) anne-baba kuş ve doyurmaya çalıştığı kendinden büyük (kumru kadar) yavru kuş!

***

HİKMET NE OLABİLİR?

Kâinatta hikmetsiz bir şey olmayacağı ve her şey insanın istifadesine ve ibret nazarına sunulduğu için bu noktada düşünmeliyiz: Acaba, guguk kuşu, yavrularını niye başka yuvalara bırakıyor? O yavru daha yumurtadan yeni çıkmış üstü başı ıslakken niye diğer yavruları dışarı atıyor? Acaba hiçbir kuş “kendi başına” böyle bir şey yapabilir mi? Demek ki, insanoğlu için ibret, hayvanlar alemi açısından da bilemeyeceğimiz hikmetler gereği böyle bir şey vuku buluyor.

***

ALACAĞIMIZ DERS NE OLMALI?

Nefsimiz acaba guguk kuşunun bıraktığı yumurta olabilir mi? Eğer kalbimizin, vicdanımızın ve gönlümüzün yuvadan atılmasına göz yumuyor, (belki de kendimiz atıyor!) ve nefsimizi sürekli besliyorsak doğru bir yolda mıyız?

Hayatta bize “Guguk kuşu planı” yapanlar var mıdır? Emek verdiğimiz, para harcadığımız, belki de ellerimizle beslediğimiz bir guguk kuşu yavrusu (kişi ya da kurum), biz görmeden bizim gerçek yavruları yuvadan atıyor olmasın? Her insan hayatındaki guguk kuşlarını tespit ederek yuvasına sahip çıkmalı.

[/b]

Konular