kuran'ın bahsetmediği alanlar mubahtır!!!

KURAN'IN BAHSETMEDİĞİ ALANLAR MUBAHTIR
5:101 Ey iman edenler: Açıklandığı takdirde zorunuza gidecek şeyleri sormayın. Kuran indirilirken sorarsanız size açıklanır. ALLAH onları (bahsedilmeyen konuları)[1] bağışlamıştır. ALLAH bağışlayandır, yumuşak davranandır.
Tüm, Kuran’ı yetersiz, detaysız, eksik, tarihsel görmenin arka planında yatan gerçek; “eşyada asıl olan mubahlıktır.” ilkesi yerine haramın istihdam edilmesidir. Bu elbette ki tanrılığa soyunanlara geniş manevra alanları kazandırabileceği için revaç bulmuştur. Bir şeyin haram, günah ve mekruh olduğunu savcıların delillendirmeleri gerekir. Ancak, öylesine bir kargaşa yaratılmış ki, örneğin; “erkeklerin ipek giymeleri haram değildir.” dediğimizde; bizden bu cümlenin birebir yazıldığı ayeti istiyorlar. Ancak babamız İbrahim’den (as) öğrendiğimiz en iyi savunma hücumdur (2:258) taktiğini uygulayınca şaşırıp kalıyorlar ve inançlarında ne kadar içtenliksiz olduklarını ortaya koyuyorlar. Çünkü Kuran’da araba sürmek, telefonda konuşmak, takım elbise giyinmek vs helaldir, yazan bir ayet de yok. Ancak bunların hepsini yapıyorlar.
Kuran’ın en uzun süresi Bakara’dır. Sureye de isim veren “inek kıssası” gereksiz ayrıntılara dalıp, emirlerin özünü devre dışı bırakan tiplemeler trajik bir şekilde ifşa edilir. Kıssa; Musa’nın (as) kavmine ALLAH’ın bir inek boğazlanmasını buyurduğunu deklare etmesiyle başlar. İlk olarak Yahudiler emri savsaklamak için, aynen Kibar Feyzo’nun Maho ağaya dediği “Ağam bizimle eğleniyor musun?” cümlesini kurarlar. Bu cümlenin arkasında pek çok parapsikolojik nedenler olsa da yapılmak istenen şovdur. Dini çok ciddiye aldıklarını vurgulamak isterler. Kelime oyunlarıyla buyruktan sıvışamayacaklarını sezince, hem bu işten yırtabilir miyiz ümidiyle “Yugoslav faulü” yaparak süreye oynamak, hem de bu işi yaparken takva ayaklarına da yatabilmek için başlarlar sorular sormaya: “O nasıl bir şeydir?” - ne yaşlı ne de körpe bir inektir. “Rengi nedir?” - O sapsarı, bakanların gözlerini kamaştıran bir inektir. “Bizce sığırlar birbirine benzemektedir. O açıkça nasıl bir şeydir?” - O çift sürmek ve ekin sulamak için boyunduruğa vurulmamış alacasız bir inektir. (2:67-71) Böylelikle bu basit emri az kalsın yapamayacaklardır.
İnsanın fıtratıdır toplum tarafından beğenilme güdüsü. Her insan takdir edilmek ister. Toplumun tamamen din üzerine şekillendiği dönemlerde, insanların sahte veya samimi dindarlık gösterileri yapmaları kaçınılmazdır. Bu dindarlık gösterileri elbette dine zam yapmaktan geçer. Kılı kırk yarıp kimsenin hayal bile edemeyeceği haramlar üretmekten geçer. Her hareketinde dini bir işlev yapma sevdasına düşmekten geçer…
Maalesef Müslümanlar bu hususta Yahudilerden hiç de geri kalmamışlardır. Kuran’da bahsedilmeyen pek çok soru sormuşlar, burada cevap bulamayınca imdada hadisler, sünnetler, icmalar ve fetvalar yetişmiştir. Tırnakların nasıl kesileceği, nasıl yatılacağı, nasıl tuvalet edileceği, nasıl yemek yeneceği, detaylı haramlar, mekruhlar ve menduplar listesi gibi pek çok gereksiz soru, soruna dönüştürülmüştür. Her zaman olduğu gibi bu sorunu bazıları fırsata çevirerek amme hizmeti görmüşler, en büyük hizmeti de kendilerine yapmaktan çekinmemişlerdir. Bu şekilde dine eklenenlerin tamamına yakın bir kısmı ALLAH’ın bizi Kuran’da özgür bıraktığı alanlardır.
5:102 Sizden önceki bir toplum onları sordu. Sonra bu yüzden kâfir oldular.

________________________________________
[1] Parantez içi ifademiz tamamen ayetin zımnen söylediğini yansıtır. Kuran indirilirken yaşayan insanların her sorusuna cevap verilmiştir. Ancak fazla soru sormayıp dini Yahudiler gibi zorlaştırmayın denilerek ikaz edilmişlerdi. Kurandan sonra yaşayanlar içinse ALLAH hepsini affetmiştir. Yani bir şey Kuran’da yazmıyorsa helaldir, mubahtır, serbesttir. Fakat sonraki neslin bu soruları bitmek tükenmek bilmedi. Sonraki ayette de belirtildiği gibi sormuşlar ve cevabını Kuran’da bulamadıkları için hadis uydurarak kâfir olmuşlardır. Hadislerin, fetvaların, icma ve kıyasların ekserisi bu serbestîye alanına tecavüz eden sorular ve onlara verilmiş cevaplardan ibarettir.

HANİF MURAT’IN “HÜKÜM YALNIZ ALLAH’INDIR “ isimli kitabından alıntıdır.

Konular