İbâdetin Ehemmiyeti
Cebrâil -aleyhisselâm- yaratıldığı zaman kendisine baktı ve hüsn-i cemâlinin nûrânîliğinin şükrânesi olarak iki rekat namaz kıldı. Bu namazı, otuz bin yılda edâ edip dedi ki:
"-Yâ Rabbi benim gibi amel eden biri var mıdır?"
Hak Teâlâ'dan hitâb geldi:
"-Yâ Cebrâil, âhir zamanda bir tâife gelir. Az zamanda iki rekat namaz kılarlar. Kalb meşgûliyeti ile ve çok eksikliklerle kıldıkları o iki rekat namazı, senin şu kıldığın namazla değiş!"
Cebrâil -aleyhisselâm-:
"-Böyle olduğu hâlde neden değişeyim?" dedi.
Hak Teâlâ şöyle buyurdu:
"-Sen hiçbir ihtiyacın ve hiçbir mânin yok iken ibâdet ediyorsun. Bu kolay bir iştir. Lâkin onlar zayıf bünyeleri ile bir çok mânîleri olduğu hâlde ibâdet ediyorlar. Bir taraftan kendi nefisleriyle diğer taraftan şeytan ile mücâdele ediyorlar. Bütün bunlara rağmen namazlarını edâ ediyorlar. Bunların sevâbının fazla olması, ihsânıma ve hikmetime uygundur.
[b]AHDE VEFÂ[/b]
Abdullâh bin Mübârek gazâya gitmişti. Bir kâfirle cenk ediyordu. Namaz vakti gelince, kâfirden vakit isteyip namazını kıldı, kâfirin ibâdet vakti gelince, o da mühlet istedi. Yüzünü puta koyunca, Abdullâh, içinden:
"-İşte şu ânda ona karşı zafer kazanma zamanı!" deyip, onu katletmek için kılıcını çekerek yanına geldi. Tam bu esnâda:
"-Yâ Abdullâh! Ahdinde dur, şüphe yok ki verilen sözün sorumluluğu vardır." (İsrâ, 34) diye bir ses duydu ve ağladı. Kâfir başını kaldırınca, başının ucunda çekilmiş kılıçla duran Abdullâh'ın ağlamakta olduğunu görünce:
"-Sana ne oldu?" diye sordu. Abdullâh durumu anlattı ve:
"-Senin vesîlenle bizi itâb ettiler!" dedi. Bunun üzerine kâfir bir nâra atıp:
"-Düşmanı için dostunu azarlayan böyle bir Allâh'a baş kaldırmak ve karşı gelmek nâmerdliktir." dedi ve İslâm'ı kabul edip Allâh yolunda sâlih bir kul oldu.
[b]MESLEĞİN NEDİR?[/b]
Halife Mu'tasım, İbrahim bin Ethem'e:
"-Mesleğin nedir?" diye sormuş, o da şöyle demiş:
"-Dünyayı dünya tâliplerine terk ettim, âhireti âhirete tâlib olanlara bırakıverdim! Bu dünyada Hak Teâlâ'nın zikrini, o dünyada Aziz ve Celil olan Allâh'ın didârını tercih etmiş bulunmaktayım. İşte mesleğim bu!"
[b]VAKIF MALI[/b]
İlimde kemâle ulaşmış bir zât'a sordular:
"-Vakıf ekmeği hakkında ne dersin?"
Âlim cevap verdi:
"-Eğer gönülleri perişan olmamak, kendilerini ibâdete vermek için alırlarsa helâldir. Fakat gelsin de yiyelim diye ekmek için toplanmışlarsa haramdır."
Ârifler vakıf ekmeğini huzur-i kalb ile ibâdet edebilmek için almışlardır. Yoksa ibâdet köşesine ekmek yemek için toplanmış değildirler.
(Tuba Çınar )
"-Yâ Rabbi benim gibi amel eden biri var mıdır?"
Hak Teâlâ'dan hitâb geldi:
"-Yâ Cebrâil, âhir zamanda bir tâife gelir. Az zamanda iki rekat namaz kılarlar. Kalb meşgûliyeti ile ve çok eksikliklerle kıldıkları o iki rekat namazı, senin şu kıldığın namazla değiş!"
Cebrâil -aleyhisselâm-:
"-Böyle olduğu hâlde neden değişeyim?" dedi.
Hak Teâlâ şöyle buyurdu:
"-Sen hiçbir ihtiyacın ve hiçbir mânin yok iken ibâdet ediyorsun. Bu kolay bir iştir. Lâkin onlar zayıf bünyeleri ile bir çok mânîleri olduğu hâlde ibâdet ediyorlar. Bir taraftan kendi nefisleriyle diğer taraftan şeytan ile mücâdele ediyorlar. Bütün bunlara rağmen namazlarını edâ ediyorlar. Bunların sevâbının fazla olması, ihsânıma ve hikmetime uygundur.
[b]AHDE VEFÂ[/b]
Abdullâh bin Mübârek gazâya gitmişti. Bir kâfirle cenk ediyordu. Namaz vakti gelince, kâfirden vakit isteyip namazını kıldı, kâfirin ibâdet vakti gelince, o da mühlet istedi. Yüzünü puta koyunca, Abdullâh, içinden:
"-İşte şu ânda ona karşı zafer kazanma zamanı!" deyip, onu katletmek için kılıcını çekerek yanına geldi. Tam bu esnâda:
"-Yâ Abdullâh! Ahdinde dur, şüphe yok ki verilen sözün sorumluluğu vardır." (İsrâ, 34) diye bir ses duydu ve ağladı. Kâfir başını kaldırınca, başının ucunda çekilmiş kılıçla duran Abdullâh'ın ağlamakta olduğunu görünce:
"-Sana ne oldu?" diye sordu. Abdullâh durumu anlattı ve:
"-Senin vesîlenle bizi itâb ettiler!" dedi. Bunun üzerine kâfir bir nâra atıp:
"-Düşmanı için dostunu azarlayan böyle bir Allâh'a baş kaldırmak ve karşı gelmek nâmerdliktir." dedi ve İslâm'ı kabul edip Allâh yolunda sâlih bir kul oldu.
[b]MESLEĞİN NEDİR?[/b]
Halife Mu'tasım, İbrahim bin Ethem'e:
"-Mesleğin nedir?" diye sormuş, o da şöyle demiş:
"-Dünyayı dünya tâliplerine terk ettim, âhireti âhirete tâlib olanlara bırakıverdim! Bu dünyada Hak Teâlâ'nın zikrini, o dünyada Aziz ve Celil olan Allâh'ın didârını tercih etmiş bulunmaktayım. İşte mesleğim bu!"
[b]VAKIF MALI[/b]
İlimde kemâle ulaşmış bir zât'a sordular:
"-Vakıf ekmeği hakkında ne dersin?"
Âlim cevap verdi:
"-Eğer gönülleri perişan olmamak, kendilerini ibâdete vermek için alırlarsa helâldir. Fakat gelsin de yiyelim diye ekmek için toplanmışlarsa haramdır."
Ârifler vakıf ekmeğini huzur-i kalb ile ibâdet edebilmek için almışlardır. Yoksa ibâdet köşesine ekmek yemek için toplanmış değildirler.
(Tuba Çınar )
İbâdetin Ehemmiyeti yorumları
vefali
10.07.2007tamam anlasilmistir.
kolay gelsin :)naz
10.07.2007afedersiniz, imzanız zehirliok.com olduğu için görev dağıtımında sorumlu olduğunuzu düşündüm.
sorumlu değilseniz bile en azından yardımcı oldunuz. teşekkür ederim :wink:
ilgili başlığa yazsam iyi olacak.vefali
10.07.2007[quote="naz"]ben de size teşekkür ediyorum. siteniz çok güzel, Allah razı olsun.
izniniz olursa görev almakta isterim.[/quote]
bende yeniyim. ordan ev sahibi gibi mi duruyorum yoksa :wink:
[url]http://www.zehirliok.net/forum/viewtopic.php?t=78[/url]
burada bir baslik var bakabilirsin :oops:naz
10.07.2007ben de size teşekkür ediyorum. siteniz çok güzel, Allah razı olsun.
izniniz olursa görev almakta isterim.vefali
10.07.2007tesekkür ederiz
aramiza hosgeldiniz
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan