Sevdiğinle İmtihan

[color=purple][i]
Sallantı toz bulutu haline gelmişti. Biz dışarı çıkamadan tavan üzerimize çökmüştü. Ben senin üzerine düştüm, portmanto ise benim üzerime… Ve sen acı çekiyordun. Çünkü kırılan camlar bacağına batıyor, üstüne üstlük ben de hareket edemiyor ve sana acı veriyordum.

Her şey güzel olacaktı. Sen, ben ve hayatımız... Hayallerimiz ve hedeflerimiz... Seni tanıyıp sevdikten sonra hayatıma dair verdiğim sözler… Hepsi çok güzel olacaktı, sen de olsaydın…

Seni tanımak, bana hayatı tanımak gibi geldi. Seni tanımak ve senin ideallerini hayata taşıma yolunda beraber olmak için söz vermiş ve bu beraberliği, ömür boyu sürdürme kararımızı nikâhla noktalamıştık. 'Daima mutlu olacağız ve bir gün gelip ölüm muvakkaten ayırsa bile, birbirimizi unutmayacağız.' diye nikâh memuruna söz verdik. Önce kilometre taşımdın, şimdi ise hayat arkadaşım…

Henüz üç aydır seninle aynı evi paylaşıyordum. Henüz üç aydır seninle kitap okuyor, çay içiyor ve hayata aynı pencereden bakıyordum. Evet, henüz üç aydır inanç ve ideallerimizi birlikte paylaşıyor ve henüz üç aydır 'yaşıyordum.'

Mutluydun… Bunu biliyor ve görüyordum. Senin mutluluğun beni de mutlu ediyordu. Seninle sevginin tılsımını çözmüştük. Evet ebedî bir sevginin kaynağının 'birbirine bakmak' değil, 'birlikte aynı yöne bakmak' olduğunu anlıyorduk... Senin baştan beri kalıcı güzelliklere olan bağlılığındı seni bana sevdiren. Allah'ın kalblerimize koyduğu muhabbetullah hissi ve oradan yayılan varlık sevgisi etrafa dalga dalga yayılıyordu. Gece ve gündüzümüz hep o sevgiyle aydınlanıyordu sanki. Huzurluyduk… Ve yuvamızın huzur kaynağı belki de senin geceleri sessizce yaptığın o dualardı. Tâ ki o geceye kadar…

17 Ağustos günü seninle alışverişe çıkmış, epey yürüdükten sonra dönüşte annenlere uğramıştık. Onların dualarını almıştık 'iki dünya mutluluğu' adına. Bulaşıcı bir yanı vardı mutluluğun, bizi görenler de neredeyse bizim kadar mutlu oluyorlardı. Eve geç dönmüştük. Yorgun olmamıza rağmen uyumaya pek niyetimiz yoktu. Sen birer kahve yaptın ve uzun uzun sohbet ettik. Önümüzdeki günler hakkında, hedeflerimiz adına, niyetlerimiz adına konuştuk. Etrafımızdaki insanlara daha çok nasıl faydamız olur, bildiklerimizi nasıl daha çok anlatabilir, bilmediklerimizi nasıl daha iyi anlayabiliriz diye, eserleri nasıl okumalıyız diye, düşündük… O gece bir kez daha inandım senin gönül dünyandaki güzelliklere ve bilmenin sevginin başlangıcı olduğuna…

Saate bakmıştım bir an, üçe geliyordu. "Artık uyumalıyız." diye düşündüm. Sen her gün biraz okuduğun baş ucu kitabından birkaç sayfa okumak istedin. Ben ise tam sana iyi geceler dilemiştim. İşte o an… Ömrümde ilk defa duyduğum o uğultu koptu. Hiç bilmediğim bu uğultu, korkunç bir sallantıya dönüştü. Bu neydi Allah'ım… Sehpanın üzerindeki bardağı bile anında yere fırlatan bu sarsıntı neydi? Evet, Allah'ın Celâl isminin bir tecellisi olan bu sarsıntıyı kabullenmek gerekiyordu, bu bir zelzeleydi… Gözlerindeki mânânın adı ise acziyetten gelen şaşkınlıktı… Hemen elinden tuttum, ayağa kalkıp kapının eşiğine gittik; ama boşunaydı gayretlerimiz… Sallantı toz bulutu haline gelmişti. Biz dışarı çıkamadan tavan üzerimize çökmüştü. Ben senin üzerine düştüm, portmanto ise benim üzerime… Ve sen acı çekiyordun. Çünkü kırılan camlar bacağına batıyor, üstüne üstlük ben de hareket edemiyor ve sana acı veriyordum. Sen o kadar ince ruhluydun ki, beni üzmemek için, kendi acını unutup bana hissettirmemeye çalışıyordun.

On sekiz saat bizi fark etmelerini, feryadımızı duymalarını bekledik. On sekiz saat birbirimizin ellerini tutup birbirimize teselli verdik. O durumda iken bir aralık bana 'Eğer ölürsem, seni orada bekleyeceğim.' dedin. Ve on sekiz saat, kim bilir belki de on sekiz ölümü bekledin.

Aradan dört gün geçmişti. Şehir o şehir değildi. İzmit bambaşka bir mekân olmuştu. Ben felâketi biraz olsun atlatmıştım. Senin durumun ise kötüydü. Doktor, bacağının kesileceğini söyledi. Bunu duyar duymaz ikinci bir zelzele ile dünya başıma yıkıldı sandım. Ama sen hâlâ gülümsüyordun. Sen nasıl bir insandın? Ne dünyaya ne de dünyalığa önem veriyordun. Senin için maddenin ve kaybedecek olduğun bir bacağın hiç önemi yok muydu? Hattâ hayatta kalmanın bile…

Sekizinci gündü… Bir kibrit kutusu gibi yıkılan evler, evlerin altında kalan canlar, ümitler... Çığlıklar, 'Sesimi duyan var mı?'lar... İsyanlar, sabırlar… Nice hikâyeler, mucizeler ve gönüllerde derin bir fay hattı… Şehirde keskin bir ceset kokusu ve insanlarda büyük bir hüzün hâkim… Boş arsalar kireçlenmiş toplu mezarlarla dolu… Evini, annesini, kendisini kaybetmiş insanlar… İnsanların dilinde tek kelime: Deprem.

Fakat sadece bacağın gidecek derken, sen birlikte olacağımız ebedî âleme gittin, geride dolu dolu yaşanmış üç ay ve ideallerini yaşatma azmi kaldı… Elimde, senin en çok sevdiğin çiçek, naif bir kırmızı gülle mezarının başındayım. Artık sen yoksun yanımda, ne de gönül pınarının heyecanları… Sen gittin, geride hüzün, geride ben, gâye-i hayâllerimiz… Şimdi omzumu sıvazlayan yakınlarım, 'Bırakma kendini. Unutur, yeni bir yuvayla yine mutlu olursun.' diyorlar. Aslâ!.. Sen bana o zor dakikalarda ne demiştin? Biz seninle " ötelere" sevdalandık.

Şimdi mezarının başında seninleyim. Bu bize yeter…

Ey benim ötelerdeki eşim ve eş ruhum, bana 'unutursun' diyenlere sadece acı bir tebessümle bakıyorum. Biz seninle sürekli "öteleri" aradık. Sen buldun aradığını. Ben ise yoldayım hâlâ.

İmtihanın bu en zor anında sabır diliyorum Rabb'imden. Ne olur, seni sevdiğimi, her an dua ettiğimi ve sana kavuşacağım günü şafak sayar gibi beklediğimi bil.

Vekillerin En Güzeli'ne emanet ol...[/i][/color]

11 yorum

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

[quote=zambak ]
Rabbim bizi imtihan ehlinden eylemesin
[/quote]
Amîn

09.04.2009 - hhmercan

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

Rabbim bizi imtihan ehlinden eylemesin

Amin,değerli yorumlarınız için teşekkürler

09.04.2009 - zambak

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

Dünya imtihan dünyası ve Allah bizi herşey ile imtihan edecektir.Selamlar sevgiler

05.04.2009 - rey2466

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

[quote=zehirli-ok ]
allah kimseyi sevdiyle imtahan etmesin yürüyemzssiniz yiyemezssiniz konuşamazsanız uyuyamazsınız nefes almasssınız en önemli yaşamayazsınız rabbim sabır versin

[/quote]
Amîn

05.04.2009 - hhmercan

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

sevgi herzman acı veriyor sanırım..Allah kimseyi sevdiğiyle imtihan etmesin diosunuz da sonuç da hepimizin sonu ölüm ve bu ayrılık acısını hepimiz yaşıyacağız...en iyisi hiçkimseyi sahiplenmeden sevmek..Allah için sevmek...ayrılıktan daha kötü bişi yok bu dünyada heralde...Allah sevdiklerimizden önce canımızı alır inş...

05.04.2009 - beyaz.nur

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

allah kimseyi sevdiyle imtahan etmesin yürüyemzssiniz yiyemezssiniz konuşamazsanız uyuyamazsınız nefes almasssınız en önemli yaşamayazsınız rabbim sabır versin

05.04.2009 - zehirli-ok

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

Ben teşekkür ederim kardeşim sağolun ...

05.04.2009 - hhmercan

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

[quote=hhmercan ]
:'( :'(
Allah razı olsun gerçekten çok duygulandım...
[/quote] :'( Cümlemizden inş. Vakit ayırdığınız için teşekkürler

05.04.2009 - zambak

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

:'( :'(
Allah razı olsun gerçekten çok duygulandım...

05.04.2009 - hhmercan

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

Benimde çok çok etkilendiğim,gözyaşlarımı tutamadığım bir yazıydı,paylaşmak istedim :'(

Bütün dualarınız can u gönülden Amin değerli zhümeyra kardeşim,vakit ayırdığınız için teşekkürler.

03.04.2009 - zambak

Ynt: Sevdiğinle İmtihan

sözün bittiği yer derler ya işte o an insan ne diyeceğini ne yazacağını bilemiyor böyle bir sevgi ve sadakatin karşısında gözyaşlarımı tutamadım inanın çok güzel yazılmış bir yazı .RABBİM mekanının cennet etsin gani gani rahmet eylesin ruhu şad olsun size ve sevenlerine de sabrı cemil ihsan eylesin ..

02.04.2009 - zhümeyra

Konular