SELMÂN-I FÂRİSÎ (R.A.)

Silsile-i Sâdâtın Hz. Ebû Bekir'den sonraki ikinci halkası olan Selmân-ı Fârisî (r.a.) çok sâde bir hayât sürerdi. Dünyâ malına kıymet vermez, Allah rızâsı için dağıtırdı. Elinde mal bulundurmazdı. Hz. Osman (r.a.) devrinde hastalanmıştı. Kendisini ziyârete gelen Sa'd bin Ebî Vakkâs'a artık dünyâdan ayrılacağını ve bütün servetinin bir kâse, bir leğen, bir kilim ve bir hasırdan ibâret olduğunu söyledi.
Resûlullâh Efendimiz'e (s.a.v.) en yakın olanlardandı. Hz. Âişe (r.anhâ) buyuruyor ki: "Selmân-ı Fârisî geceleri uzun zaman Resûlullâh'la berâber kalır ve sohbetinde bulunurdu. Resûlullâh'ın yanında neredeyse bizden fazla kalırdı."
Bir hadîs-i şerîfde buyuruldu ki: "Cennet üç kişiye müştaktır; Aliyyü'l-Mürtezâ, Ammâr bin Yâsir ve Selmân-ı Fârisî" (r.anhüm).
Hz. Ali (k.v.) Selmân-ı Fârisî için "Ona, öncekilerin ve sonrakilerin ilmi verilmiştir. Ondaki ilme erişilmez! O, dibi bulunmaz bir deryâdır!" buyurmuştur
İran'ın Medâyin şehri alınınca, Hz. Ömer (r.a.) onu vâli tâyin etti. İlmi, adâleti ve nezâketiyle Medâyin'de çok sevildi. İslâmiyet orada sür'atle yayıldı.
Selmân-ı Fârisî (r.a.) bir gün müsâfirleri ile, Medâyin'den yola çıktılar. Yolda karınları acıktı fakat yiyecekleri yoktu. Selmân-ı Fârisî (r.a.), bir geyikle, kuşu çağırınca, ikisi de geldi. Onlara "Bu kimse benim müsâfirimdir. Sizi ona ikrâm etmek istiyorum." buyurdu. Geyik ve kuş hiç îtirâz etmediler. Onları kesip yediler. O zât bu işe çok şaşırdı ve "Ey efendim! Geyik ve kuşu çağırdığınızda hiç kaçmadan yanınıza geldiler, ben buna hayret ettim." dedi. Selmân (r.a.);
"Bunda hayret edilecek bir şey yok. Bir kimse Allâhü Teâlâ'ya itâat eder ve hiç günâh işlemezse, her şey ona itâat eder." buyurdu.
Selmân-ı Fârisî (r.a.), 655 (H.35) senesinde Medâyin'de vefât etti. Kabri, Selmân-ı Pâk denilen yerdedir. Türbe ve câmi, Bağdat fâtihi Sultan Dördüncü Murâd Hân tarafından yeniden inşâ edilmiştir.

2007.11.15 Tarihli Fazilet Takvimi