Ahmed-i Bican Efendi

ABDESTSİZ EMİLEN SÜT

Türk aile sisteminde ANNE'nin önemini ve rolünü iyi kavrayabilmek için Gelibolu'nun yetiştirdiği bu mümtaz kardeşlerle ilgili bir olayı daha burada dile getirmek istiyoruz. Çünkü Türk annesi hem cephede ve hem de eğitimde eşinin ve çocuklarının hep yanında, hemen yanıbaşında olagelmiştir. Bir gün Ahmed-i Bican Efendi mescitte namaz öncesi cemaata sohbet ederken ağabeyi Mehmed Efendi kapıyı açıp içeri girmek ister fakat görülecek kadar gülümseyerek geri çıkar, mescide girmez. Kürsüden bu hareketi gören Ahmed-i Bican'in çok morali bozulur. Konuyu dağıtır huzuru kaçar ve sohbeti kısa kesip kürsüden inerek namaza geçer.Namaz bitince de doğruca eve gider. Ağabeyine en ufak bir hatalı söz söylemez ama yaşlı annesine durumu açar,ağabeyini şikayet eder. Annesine;

-Ağabeyim neden böyle gülerek beni mahçub etti, moralimi bozdu? Elbette o benden daha alimdir.Belki bir Ayet veya Hadis-e yanlış mana vermiş olabilirim. Fakat orada beni mahcup edeceğine eve gelince kusurumu yüzüme söyleseydi ya! der. Onlar 40-50 yaşlarında ergin insan olmalarına rağmen annenin önemine bakınız ki,hala müracaat kapısı o' dur. Bu husus Türk aile sisteminin önemli bir özelliğidir. Anneleri de;

- Siz kocaman adamlarsınız, git ağabeyinle kendin görüş demez. Sorumluluğunun ilerlemiş yaşına rağmen farkındadır, çünkü evde o otoritedir. Mehmed Efendi'yi çağırır ve;

- Mehmed gel bakayım evladım! Kardeşini niçin üzdün? Onunla niçin alay ettin? Kusurunu evde izah etmen gerekmez mi? Yaptığın ayıp değil mi oğlum! diye çıkışır. Mehmed Efendi çok şaşırır;

- Anacığım sen ne diyorsun? Ben hiç kardeşime gülermiyim! Bilakis, kapıdan baktım kardeşimi dinleyen cemaat ve Allah 'ın melekleri mescidi hınca hıç doldurmuştu. Çok sevindim ve " Ya Rabbim!Bana öyle kıymetli bir kardeş vermişsin ki, senin meleklerin bile onun ilmine itibar edip, o 'nu dinlemeye gelmişler!" dedim ve sevinçten tebessüm ettim. "Içerisini dolduran Meleklerin üzerine basmamak için de mescide giremedim,diye izah getirir.

Bu defa Ahmed-i Bican annesine yönelerek ikinci bir soru sorar; - Anneciğim ben mescitde melekleri görmedim, ağabeyimin gördüğü o melekleri ben niye göremedim, der. Annesi çok üzgün ve gözlerinden yaş taneleri yuvarlanarak şöyle cevap verir:

- Yavrum, o senin değil benim kusurumdur.Ben ağabeyine iki buçuk sene hiç abdestsiz süt vermedim. Fakat sen bir gün öyle ağladın, öyle feryad ettin ki beni şaşırttm. Teknede ekmek yoğuruyordum, ellerim hamurluydu. Telaşla abdestsiz olduğumu unuttum ve sana sütümü veriverdim. Hemen hatırladım ve çektim ama sen iki üç yudum yutmuştun. O benim kusurum evladım! İşte o iki üç damla abdestsiz süt senin kalp gözünü kapadı. Onun için sen Melekleri göremiyorsun,' Onun için sen manevi güçleri göremezsin yavrum! der!..

Konular