HAZRET-İ TALHA

[size=18px][color=olive]HAZRET-İ TALHA
Hazret-i Talha ticaret maksadıyla seyahatler yapıyordu. Muhammed aleyhisselâmın peygamberliğinden önce Basra’ya gitmişti. O sırada panayırda bir rahip pazar halkına hitap ediyordu. Bir ara sordu:

İçinizde Mekkeli bir kimse var mı?
Talha hazretleri hemen cevap verdi:

Evet, ben Mekkeliyim!
Ahmed zuhur etti mi?
Ahmed kim?
Abdullah bin Abdülmuttalib’in oğludur. Orası onun zuhur edeceği şehirdir. O, peygamberlerin sonuncusudur.
Bu sözler, Hazret-i Talha’nın kalbine işledi. Oradan ayrılıp Mekke’ye geldi ve hemen sordu:

Ben yokken buralarda birşeyler oldu mu?
Evet oldu. Abdullah’ın oğlu Muhammed, nebilik iddiasıyla meydana çıktı. Ebû Bekir de Ona uydu.
Hazret-i Talha duyduğu haberin sevinciyle doğru Hazret-i Ebû Bekir’in huzuruna varıp sordu:

Yâ Ebâ Bekir! Duyduklarım doğru mu?
Evet, Yâ Talha! Duydukların doğrudur!..
Onun hakkında ne düşünüyorsun, ne biliyorsun?
O, Allahın son Resûlüdür ve âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Herkesi, bir olan Allahın dinine davet ediyor. Ben Onun davetini kabul ettim.
Öyle ise beni Ona götür!..
Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Talha’yı Resûlullahın huzuruna götürdü. Hazret-i Talha, Resûlullahın huzurunda; “Şehâdet ederim ki, Allahtan başka ilâh yok ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed Onun kulu ve Resûlüdür!..” diyerek iman etti. Ve böylece Aşere-i mübeşşereden oldu.

[/color][/size]

Konular