Onlar BÖyle İdİ

İlim zelili aziz; cehâlet de azizi zelil eder. Nice zelil kimse ilmi sâyesinde azîz olmuştur. Nice azîz kimseyi de cahilliği zelîl etmiştir.

İmâm-ı Mâverdî “Rahmetullahi aleyh”

ONLAR BÖYLE İDİ

Tabiînden Rebî bin Heysem hazretleri birgün dışarda namaz kılarken, 20 000 dirhem değerindeki atının çalındığını gördü. Fakat ne namazını bozdu ve ne de üzüldü. Namazdan sonra, orada bulunanlardan biri sordu:
- Nasıl oldu bu iş? Yazık oldu atına!
- Atın yularını çözerken, çalan adamı gördüm.
- O hâlde niçin mâni olmadın?
- Atımdan daha sevimli olan birşey ile, yani namaz kılmakla meşguldüm, onun için mâni olmadım.
Soranlar hırsıza bedduâ etmeye başlayınca, onlara şöyle buyurdu:
- Hayır, ona bedduâ etmeyin. Ben atımı ona hediye ettim. O da benim sadakam olsun.
Birgün İbni Mesud hazretleri ile demirciler çarşısına gitti. Orada körüklerin üfürmesiyle ateşlerin alevlendiğini görünce, Cehennem ateşini hatırlayarak düşüp bayıldı.
İbni Mesud hazretleri, ayılmadığını görünce, onu sırtına alarak evine getirdi ve tam 24 saat baygın kaldı. Bu sebepten beş vakit namazını kılamadı. Başından ayrılmayan İbni Mesud hazretleri buyurdu ki: “İşte Allahtan böyle korkulur.”
Kimseyle münakaşa etmez, kimseye kötü söylemezdi. Birgün kendisine biri kötü sözler söyleyince, ona buyurdu ki:
“Söylediklerini Allahü teâlâ duyuyor. Şayet ben, Cennet ile aramdaki güçlükleri aşıp Cennete girersem, senin sözlerinin bana zararı yoktur. Eğer Cennete giremezsem, söylediklerinden de kötü bir insanım.” Evine bir mezar kazdı. O mezarda yatar uyurdu ve;“Ey Rabbim! Beni dünyaya gönder de, iyi amelde bulunayım.” meâlindeki Müminûn sûresi 99. âyet-i kerîmesini okur, sonra kalkar ve kendi kendine şöyle derdi: “Ey Rebî! İstediğin reddedilip geri dönemeyeceğin gün gelmedi. Fırsatı ganimet bilerek Rabbine ibâdet eyle!”

[url]www.turktakvim.com[/url]