Hazret-i Ömer gadaba geldi!

[b][color=blue]Hazret-i Ömer gadaba geldi!

Resûlullah Efendimiz ile Hazret-i Ömer akşam namazını kılıyorlardı. Efendimiz imâm olup, zamm-ı sûre olarak bir âyet-i kerîme okudular.
Hazret-i Ömer, bu âyet-i kerîmeyi işitince gadaba geldi birden.
Çünkü Firavun’un, kavmine hitaben; “Sizin tapacağınız en büyük tanrı, benim!” dediğini bildiriyordu Hak teala.
Hazmedemedi bunu.
Kan sıçradı beynine.
Ve gayr-i ihtiyârî;
- Ben orada olsaydım, onu mutlaka öldürürdüm! deyiverdi.

Namazını iâde et!
Ancak bu sözü namaz esnasında söylemişti.
Sevgili Peygamberimiz, namazdan selam verince;
- Yâ Ömer, namazını iâde et! buyurdular.
Hazret-i Ömer edeble sordu:
- Neden yâ Resûlallah?
- Çünkü dünyâ kelâmı namazı bozar.
- Başüstüne! dedi.
Ve namazı iade etmek için ayağa kalktı.
Tam namaza duracaktı ki, o anda bir vahiy geldi Efendimize: (Ey Habîbim! Ömer’in o konuşması hoşuma gitti. Onun namazını kabul ettim ve misliyle sevap verdim) buyuruyordu Hak teâlâ.
Efendimiz;
- Otur yâ Ömer! Namazın oldu, buyurdular.

Sert baktı güneşe
Bir gün de, hazret-i Ömer, evinin önünde oturmuş, hırkasını yamıyordu. Güneş, mübarek sırtını fenâ yakmıştı ki, dönüp sert bir nazar etti güneşe.
O anda gitti güneşin harâreti.
Hava karardı.
Gece gibi oldu.
O anda bir vahiy geldi ki; (Ey Habîbim! Ömer’e söyle. Bir defa da şefkatle baksın güneşe. Yoksa sönen nûru bir daha avdet etmez) buyuruyordu Hak teâlâ.
Efendimiz, Hazret-i Ömer’i çağırıp bu emri bildirince;
- Baş göz üstüne yâ Resûlallah! dedi.
Ve şefkatle baktı güneşe.
O karanlık gitti.
Aydınlandı her yer yine.

Menkıbeler
Abdüllatif Uyan
Türkiye Gazetesi[/color][/b]