‘Ey ateş! Ammâr’ı yakma!’

‘[b][color=green]Ey ateş! Ammâr’ı yakma!’

Müşrikler, kimi kimsesi olmayanlara, görülmemiş işkenceler yapıyorlardı o ilk zamanlar.
Ammâr bin Yâsir’i yakaladılar bir gün de.
Kimsesiz bir köleydi çünkü.
Önce çıplak vücudunu ateşle dağlayıp, peşinden tehdit ettiler:
- Haydi, Allah’ı inkâr et!
Cevaben tevhîdi haykırdı mübarek:
- Lâ ilâhe illâllah!
Kudurdu müşrikler.
Zira kimsesiz bir köle, nasıl îtiraz edebilirdi kendilerine?
Zulümlerini kat kat artırıp bağırdılar:
- Haydi dön dîninden!
Cevap değişmiyordu:
- Hayır! Aslâ dînimden dönmeyeceğim!

Lâ ilâhe illallah!
Ve peşinden haykırdı tevhîdi:
- Lâ ilâhe illâllah!
Hepsi de böyleydi o ilk Müslümanların.
Ölüyorlardı da dönmüyorlardı dinlerinden.
Bir köleye söz geçirememenin kızgınlığıyla köpürdüler âdeta.
Ucu pul pul kızarmış bir demiri, hazret-i Ammâr’ın çıplak vücuduna değdirip çektiler.
Önce “Cazzz” diye bir ses çıktı.
Ardından yanık bir et kokusu yayıldı etrafa.
Hazret-i Ammâr dişlerini sıktı.
Yüzünü buruşturdu.
Ve yüreğinin derinliklerinden kopup gelen bir aşkla haykırdı yine:
- Lâ ilâhe illallah!

“Sihir” deyip geçtiler
Sevgili Peygamberimiz, zulmün tam üzerine geldiler o gün.
Hazret-i Ammâr’ın çektiği bu korkunç ıstırabı görünce, mübarek elleriyle başını okşayıp;
- Ey ateş, İbrâhim’i yakmadığın gibi Ammâr’ı da yakma! diye dua buyurdular.
“Kor” gibi kızarmış demir, “buz” gibi oldu bir anda.
Müşrikler çâresizdi.
Gözleriyle gördükleri muceziye inanmadılar yine.
“Sihir” deyip, geçtiler.
Eh, ne diyelim.
Kalpler mühürlü olunca...

Menkıbeler
Abdüllatif Uyan
[url]www.turkiyegazetesi.com.tr/[/url][/color][/b]

Konular