Dünya, âhiretin tarlası

[size=18px][color=olive]Dünya, âhiretin tarlası

Büyük âlim Ahmet Mekkî Efendi hazretleri, bir sohbetinde; - Biz kuluz. Kulluk vazîfemizi yapmamız lâzımdır, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bunun için önce Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği gibi “doğru îman” etmemiz, sonra da İslâmiyetin emir ve yasaklarını öğrenip, bunlara uymamız lâzımdır.
Sözüne devamla;
- Bu dünyâ, âhiretin tarlasıdır, buyurdu. Burada tohum ekmeyip, yaratılışta bulunan, toprak gibi yetiştirici kuvvetini işletmeyenlere yazıklar olsun!

Zehirli tohum
Sordular:
- Toprağı işletmemek nasıl olur efendim?
- Oraya bir şey ekmemekle veya “zehirli tohum” ekmekle olur.
Merak ettiler:
- Zehirli tohumdan maksat nedir ki efendim?
- Dîni, dinden haberi olmayanlardan öğrenmek ve “din düşmanları”nın, “mezhebsiz”lerin kitaplarından, mecmualarından okumaktır.
Ve daha açıkladı:
- Çünkü din câhilleri nefsine uyar, keyfi peşinde koşar. Dîni, işine geldiği gibi söyler, yazar. Böylece karşısındakinin nefsini azdırır, kalbini karartır, hatta dinden çıkarır.

Din nereden öğrenilir?
Ve ilave etti:
- Başka ilim kollarında söz sâhibi olup ihtisas kazanmakla insan din adamı olamaz, din kitabı yazamaz ve din bilgisi veremez.
Sordular:
- Din nereden öğrenilir efendim?
- Hakiki âlimlerden.
- Onlar kimlerdir ki hocam?
- Gerçek âlimler, “Ehl-i sünnet âlimleri”dir ki, bunlar nakli esas alır, kendi kafalarından bir şey söylemez ve yazmazlar.
Şöyle bitirdi:
- Böyle bir “din âlimi”ni ele geçirmek, en büyük kazançtır. Onun bakışları, ruhlara işler. Sözleri, kalblere tesir eder.

[/color][/size]

Menkıbeler
Abdüllatif Uyan