“Devemi arıyorum!..”
“[size=18px][color=blue]Devemi arıyorum!..”
Yazar Adı: Abdüllatif Uyan
Belh Padişahı İbrâhim Edhem, altın işlemeli tahtında uyurken, birtakım tıkırtılar duyup uyandı.
Kulak kabarttı, sesler damdan geliyordu.
Fırlayıp çıktı dama.
Tanımadığı bir adamı görüp sordu:
- Heey! Sen kimsin? Ne arıyorsun burada?
- Devem kayboldu da, onu arıyorum.
- Ey şaşkın, hiç damda deve aranır mı?
- Asıl şaşkın sensin ki, altın taht ve yumuşak yataklar içinde Rabbini arıyorsun. Bu, daha garip değil mi?
Ve kayboldu gözden.
Bunu, bir îkaz-ı ilâhî sayıp, çekidüzen verdi kendine.
“Ne ararsın burada?”
Bir gün de, sarayında ziyafet veriyordu.
Devlet erkânından da kalabalık bir heyet hazır bulunuyordu.
Kendine mahsus şatafatlı yerine henüz oturmuştu ki, heybetli biri girdi saray kapısından.
Nöbetçiler, onun heybetinden çekinip, “Sen kimsin?” diye soramadı bile.
Bu garip zat, doğruca gidip, hükümdarın karşısına dikildi.
İbrâhim Edhem, karşısında bu pervasız kişiyi görünce fenâ halde canı sıkıldı:
- Kimsin, ne ararsın burada?
- Yolcuyum, bu handa konaklamak istedim de.
İbrâhim Edhem sesini yükseltti:
- Be adam burası han değil, saraydır saray!
Heybetli zat sordu:
- Peki, senden önce kim vardı bu sarayda?
- Sultân babam vardı.
- Ondan önce kim vardı?
- Filânca hükümdar.
- Ondan önce?
- Falan sultân.
Böylece geçmiş padişahların birçoğunu saydırdıktan sonra sordu:
- Bu sultânlara ne oldu peki?
- Hepsi öldüler.
O zat taşı gediğine koydu:
- Bu nasıl saraydır ki, insanların biri gelir biri gider. Böyle olan yerlere, saray değil, “Han” denir.
Ve ekledi:
- Ey İbrâhim! Kendini aldatma. Gün gelir, sen de göçersin bu yerden.
Ve sür’atle çıkıp gitti.
İbrâhim Edhem, ardından yetişip sordu:
- Sahi, sen kimsin?
- “Hızır”ım.
[/color][/size]
/www.dinikitablar.com
Yazar Adı: Abdüllatif Uyan
Belh Padişahı İbrâhim Edhem, altın işlemeli tahtında uyurken, birtakım tıkırtılar duyup uyandı.
Kulak kabarttı, sesler damdan geliyordu.
Fırlayıp çıktı dama.
Tanımadığı bir adamı görüp sordu:
- Heey! Sen kimsin? Ne arıyorsun burada?
- Devem kayboldu da, onu arıyorum.
- Ey şaşkın, hiç damda deve aranır mı?
- Asıl şaşkın sensin ki, altın taht ve yumuşak yataklar içinde Rabbini arıyorsun. Bu, daha garip değil mi?
Ve kayboldu gözden.
Bunu, bir îkaz-ı ilâhî sayıp, çekidüzen verdi kendine.
“Ne ararsın burada?”
Bir gün de, sarayında ziyafet veriyordu.
Devlet erkânından da kalabalık bir heyet hazır bulunuyordu.
Kendine mahsus şatafatlı yerine henüz oturmuştu ki, heybetli biri girdi saray kapısından.
Nöbetçiler, onun heybetinden çekinip, “Sen kimsin?” diye soramadı bile.
Bu garip zat, doğruca gidip, hükümdarın karşısına dikildi.
İbrâhim Edhem, karşısında bu pervasız kişiyi görünce fenâ halde canı sıkıldı:
- Kimsin, ne ararsın burada?
- Yolcuyum, bu handa konaklamak istedim de.
İbrâhim Edhem sesini yükseltti:
- Be adam burası han değil, saraydır saray!
Heybetli zat sordu:
- Peki, senden önce kim vardı bu sarayda?
- Sultân babam vardı.
- Ondan önce kim vardı?
- Filânca hükümdar.
- Ondan önce?
- Falan sultân.
Böylece geçmiş padişahların birçoğunu saydırdıktan sonra sordu:
- Bu sultânlara ne oldu peki?
- Hepsi öldüler.
O zat taşı gediğine koydu:
- Bu nasıl saraydır ki, insanların biri gelir biri gider. Böyle olan yerlere, saray değil, “Han” denir.
Ve ekledi:
- Ey İbrâhim! Kendini aldatma. Gün gelir, sen de göçersin bu yerden.
Ve sür’atle çıkıp gitti.
İbrâhim Edhem, ardından yetişip sordu:
- Sahi, sen kimsin?
- “Hızır”ım.
[/color][/size]
/www.dinikitablar.com
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan