Adlî tıp müdüründen ürperten uyarı:

Adlî tıp müdüründen ürperten uyarı: Uyuşturucu testine 8. sınıf öğrencisi bile geliyor


Türkiye, siyasî kavgaların sıcak tartışmalarını yaşarken sosyal çözülme bütün hızıyla sürüyor. Genç nüfusun sorunlarına yönelik bazı merkezlerden önemli uyarılar gelmeye başladı.



Türkiye'nin, uyuşturucu piyasasının hedef ülkelerinden biri olduğunu ortaya koyan bilgiler, hem devleti hem de bütün toplumu tedbir almaya çağırıyor. Çocuklarının uyuşturucu kullanıp kullanmadığını öğrenmek için adlî tıp merkezlerine başvuran ailelerin sayısındaki artış ise konunun en dikkat çekici örneğini oluşturuyor. Alman Hastanesi Adlî Tıp Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fatih Yavuz, son bir yılda merkeze yapılan 1000 civarındaki başvurunun önemli bir kısmının madde bağımlılığı testleri olduğuna işaret etti. Merkezlerine şu ana kadar test için gelen en küçük çocuğun 8. sınıf öğrencisi olduğu bilgisini veren Yavuz, Türkiye'nin uyuşturucu konusundaki durumunu ise şöyle özetledi: "Türkiye eskiden uyuşturucu hattı üzerindeydi. Artık sahip olduğu büyük genç nüfusla hedef ülke konumuna geldi. Bu, büyük risk. Adlî kolluk kuvvetlerinin yanında ailelere de önemli görevler düşüyor."

Madde bağımlılığı testleri konusunda başvuruların yoğun olduğu merkezlerden biri de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki enstitü. Fakültenin Adlî Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şevki Sözen, bu şekildeki başvuruların önemine dikkat çekerken, ailelere şu tavsiyelerde bulun- du: "Bu süreçte mutlaka çocuğunuzun yanında olun. Bir uzmandan yardım alın."

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün rakamlarına göre, Türkiye'de yakalanan eroin Afganistan'dan Türkiye'ye gelene kadar 20 ülkeden geçiyor. Ancak Türkiye'de yakalanan eroinin toplamı, söz konusu 20 ülkedekinden çok daha fazla. Türkiye'de 2003'te 3 bin 546 kilo eroin yakalanırken, 2007'de bu rakam 9 bin 70 kiloya çıktı. 2007'de 510 kilo afyon, 29 kilo baz morfin, 114 kilo kokain, 13 bin 439 kilo esrar, bir milyon 7 bin 577 adet ecstasy hap ele geçirildi.

Alman Hastanesi Adli Tıp Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fatih Yavuz, Türkiye'nin eskiden uyuşturucu hattı üzerinde olduğunu anlatırken "Son yıllarda bu kural değişti. Türkiye artık sahip olduğu büyük genç nüfusla uyuşturucuda hedef ülke konumuna geldi." diyor. Ailelere büyük görev düştüğünü belirten Yavuz, ailelerin gerçeği kabullenip çocuğuyla ilgilenmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Merkezlerine şu ana kadar test için gelen en küçük çocuğun 8. sınıf öğrencisi olduğunu anlatan Yavuz şu bilgileri veriyor: "Bu testlerden sonra çıkan sonuç tedavide yol gösterici oluyor. Aileler buna göre çocuklarını tedavi merkezlerine götürüyor. Çocuğunu tedaviye götürmeyen ailelere yaptırım uygulanabiliyor."

İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şevki Sözen de, çocukların bu tür testlere tabi tutulmadan önce aile tarafından izlenmesi gerektiğini belirterek şunları söylüyor: "Çocuğun davranışlarındaki değişikliklerin ergenlikten mi, yoksa uyuşturucu kullanmaktan mı kaynaklandığı sorgulanmalı. Gerekirse uzmandan yardım alınmalıdır. Uzman, çocuğun davranışlarından bağımlı olup olmadığını anlayabilir. Tarama testi uygun görülürse, çocuğun bilgisi olmalı. Güveni kazanılarak bu test yapılmalı."

Gençler, ecstacy hapı kıskacında
Adlî tıp merkezlerinde bütün süreç ailenin ve çocuğun bilgisi dahilinde işliyor. Tek saç örneği ile bu test yapılamıyor. Kalem kalınlığında saç topu gerekiyor. Her 1,5 santimetre saç tutamından bir aylık bağımlılık tespit edilebiliyor. Tarama testleri genelde saç, kan ve tükürükten yapılıyor. Test için çocuğun rızası aranıyor. Gençler arasında en çok ecstacy hap ve esrar kullanımı ön plana çıkıyor.

Çağlar Avcı