Akıl yaşta değil baştadır..

Yahya bin Ekrem 21 yaşında iken (Basra) kadılığına tâyin edilmiştir. Yaşının küçüklüğüyle onu tahkîr etmeye kalkışan birisi kendisine kaç yaşında olduğunu sorunca;
- Peygamber Efendimizin (fetih günü) Mekke Emîr ve kadılığına tâyin ettiği Attâb ibn Esed'in o zamanki yaşındayım. diye cevâb vermekle hasmını ilzâm etti.

(Ayrıca Peygamberimizin Yemen'e vâli gönderdiği 20 yaşındaki Muaz b. Cebel'den de büyük olduğunu söylediği rivâyeti de vardır.)

Eyyub-i Sahtıyânî;
- Ben seksen yaşında ihtiyarın, genç bir çocuktan ders okuduğunu gördüm. diyor.

(İhtiyara sen bu gençten okuyorsun? dediklerinde: Evet, hem de okuduğum müddetçe ben onun kölesiyim, diye cevâb vermiştir.)

Hazret-i Hüseyin'in oğlu Ali;
- Senden önce bir ilim öğrenen küçük olsa da o ilimde senin imâmındır, diye buyurmuştur.

Ebû Amr ibn Âlâ'ya;
- Yaşlı bir zâtın genç bir çocuktan öğrenmesi doğru mu? diye sorulunca;
- Yaşlı adamın câhil kalmasını çirkin kabûl edersek elbette gençten okuması güzeldir. diye cevâb vermiştir.

Yahya ibn Mâin, İmam Şâfiî'nin katırının peşinden giden Ahmet bin Hanbel'e;
- Süfyân (ibn Uyeyne) gibi yaşlı ve âlicenâb bir zâtın rivâyetini dinlemeyi bıraktın da öğrenmek için şu gencin katırının peşine mi takıldın? demesi üzerine, Ahmet ibn Hanbel;

- Eğer bilseydin, sen de katırın öbür tarafına takılırdın. Muhakkak olan şu ki, eğer Süfyân'ın rivâyetlerini bizzât kendi ağzından alamazsam bilvâsıta öğrenmem mümkündür, fakat şu gencin ilmini kaçırırsam onu hiç bir sûretle elde edemem, diye cevâb vermiştir.

Kaynak: İhyâ-u 'Ulûmi'd-dîn (İmam-ı Gazâlî -kuddise sirruh-)

Konular