diyanetten ögütler!!!
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Şevki Aydın, anne-babaların kendi dindarlık anlayışlarını çocuklarına empoze etmelerinin yanlış olduğunu belirterek “Bırakın çocuklar kendi özgür iradeleriyle dinlerini öğrensinler” dedi
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Şevki Aydın, ezberci, empoze edilen ve kalıplara dayalı bir din anlayışı yerine, seçimlere dayanan, özgürlükçü bir din eğitiminin verilmesi gerektiğini söyledi.
‘ANLAYIŞINIZI BENİMSETMEYİN’ • Aydın, Diyanet Dergisi’nin son sayısında yer alan makalesinde, anne-babalar ve din eğitimcileri olarak, çocuklardan, kendi dindarlık anlayışlarını benimsemesini beklemenin yanlış olduğunu belirterek, böylesi bir yaklaşımın, çocukların-öğrencilerin özgürleşmesi değil, tutsaklaşmasını doğuracağını öne sürdü.
‘ÖZGÜRLÜK SEÇİM YAPABİLMEKTİR’ • Aydın, yazısında ezberci, empoze edici, kalıplayıcı bir din eğitiminden geçen bireyin inanıp bağlanmasının, edilgen olacağını söyleyerek “Onun bu bağlanışı, sorgusuz sualsiz, körü körüne bir boyun eğiş, bir itaat durumudur” dedi. Aydın, yazısında şunları söyledi: “Bu bağlanma hali, onun adına başkaları tarafından seçilip dayatılmıştır; onun kendi özgür iradesiyle seçip kararlaştırdığı bir bağlanma durumu söz konusu değildir. O, otorite olarak gördüklerinin, kendinden beklentilerini yapmaktan başka bir şey düşünememektedir.”
KALIPLAR ÖZGÜRLEŞTİRMEZ • Aydın, anne-babalar ve din eğitimcileri olarak, çocuklarının kendi inandıkları dine inanmasını, ona bağlanmalarını arzu etmesinin doğal olduğunu belirttiği yazısında, şu görüşlere yer veredi: “Gönlümüz bunu ister. Ancak, bu arzumuzu gerçekleştirmek amacıyla kendi inanç dünyamızı onlara dayatmaya, empoze etmeye, buyurgan bir tavır takınmaya, bizim sunduklarımızı onların hiç sorgulamadan kabullenmesini, bizi taklit etmesini istemeye kalkışmamız, asla hoş görülecek bir tutum değildir ve bundan asla olumlu sonuç alınamaz. Hele, kendi dindarlık anlayışımızı olduğu gibi benimsemelerini, aynen bizim dindarlık kalıbımıza girmelerini beklememiz, hiç olacak iş değildir. Din eğitimi adına böylesi bir yaklaşım, çocuklarımızın, öğrencilerimizin özgürleşmelerini değil tutsaklaşmalarını doğurur. Dolayısıyla onlar, kendi varlıklarının mimarı olma ve bu varoluş çabası bağlamında kendi dindarlıklarını bizzat oluşturan birey olma imkânını kaybederler. Böyle bir durumda, onlar, o dindarlığın sahibi değildir; aksine bizim empoze ettiğimiz dindarlık onlara sahiptir. Anne-babalar ve din eğitimcileri olarak din eğitimi anlayış ile uygulamalarımızın, bireyi özgürleştirici nitelikte olup olmadığını sorgulamakla yükümlüyüz.”
[url]http://www.taraf.com.tr/haber.asp?id=18582[/url]
ilk bakista dogru gibi deliyor, oysa cocuklarimizin din anlayisinin olusmasi icin kimlere güvenecegiz... biliyoruzki sapik itikadlar etrafimizda fir dolaniyor... gayet tabidirki cocuklarimizi dinsizlerden ve bilhassa sapik !!! dindarlardan korumak durumundayiz, yoksa saglam din egitimi vermesi icin diyanetemi güvenecegiz?...
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Şevki Aydın, ezberci, empoze edilen ve kalıplara dayalı bir din anlayışı yerine, seçimlere dayanan, özgürlükçü bir din eğitiminin verilmesi gerektiğini söyledi.
‘ANLAYIŞINIZI BENİMSETMEYİN’ • Aydın, Diyanet Dergisi’nin son sayısında yer alan makalesinde, anne-babalar ve din eğitimcileri olarak, çocuklardan, kendi dindarlık anlayışlarını benimsemesini beklemenin yanlış olduğunu belirterek, böylesi bir yaklaşımın, çocukların-öğrencilerin özgürleşmesi değil, tutsaklaşmasını doğuracağını öne sürdü.
‘ÖZGÜRLÜK SEÇİM YAPABİLMEKTİR’ • Aydın, yazısında ezberci, empoze edici, kalıplayıcı bir din eğitiminden geçen bireyin inanıp bağlanmasının, edilgen olacağını söyleyerek “Onun bu bağlanışı, sorgusuz sualsiz, körü körüne bir boyun eğiş, bir itaat durumudur” dedi. Aydın, yazısında şunları söyledi: “Bu bağlanma hali, onun adına başkaları tarafından seçilip dayatılmıştır; onun kendi özgür iradesiyle seçip kararlaştırdığı bir bağlanma durumu söz konusu değildir. O, otorite olarak gördüklerinin, kendinden beklentilerini yapmaktan başka bir şey düşünememektedir.”
KALIPLAR ÖZGÜRLEŞTİRMEZ • Aydın, anne-babalar ve din eğitimcileri olarak, çocuklarının kendi inandıkları dine inanmasını, ona bağlanmalarını arzu etmesinin doğal olduğunu belirttiği yazısında, şu görüşlere yer veredi: “Gönlümüz bunu ister. Ancak, bu arzumuzu gerçekleştirmek amacıyla kendi inanç dünyamızı onlara dayatmaya, empoze etmeye, buyurgan bir tavır takınmaya, bizim sunduklarımızı onların hiç sorgulamadan kabullenmesini, bizi taklit etmesini istemeye kalkışmamız, asla hoş görülecek bir tutum değildir ve bundan asla olumlu sonuç alınamaz. Hele, kendi dindarlık anlayışımızı olduğu gibi benimsemelerini, aynen bizim dindarlık kalıbımıza girmelerini beklememiz, hiç olacak iş değildir. Din eğitimi adına böylesi bir yaklaşım, çocuklarımızın, öğrencilerimizin özgürleşmelerini değil tutsaklaşmalarını doğurur. Dolayısıyla onlar, kendi varlıklarının mimarı olma ve bu varoluş çabası bağlamında kendi dindarlıklarını bizzat oluşturan birey olma imkânını kaybederler. Böyle bir durumda, onlar, o dindarlığın sahibi değildir; aksine bizim empoze ettiğimiz dindarlık onlara sahiptir. Anne-babalar ve din eğitimcileri olarak din eğitimi anlayış ile uygulamalarımızın, bireyi özgürleştirici nitelikte olup olmadığını sorgulamakla yükümlüyüz.”
[url]http://www.taraf.com.tr/haber.asp?id=18582[/url]
ilk bakista dogru gibi deliyor, oysa cocuklarimizin din anlayisinin olusmasi icin kimlere güvenecegiz... biliyoruzki sapik itikadlar etrafimizda fir dolaniyor... gayet tabidirki cocuklarimizi dinsizlerden ve bilhassa sapik !!! dindarlardan korumak durumundayiz, yoksa saglam din egitimi vermesi icin diyanetemi güvenecegiz?...
Konular
- Yaptıklarımızın Hesabını Vermeye Hazırlıklı Mısınız.
- Kur'an Nasıl Bir Devlet Yönetimini Öneriyor.
- Kendimize Rab lar Edindiğimizin Farkında Bile Değiliz.
- Sesli düşler
- Ömürden Kaybolan Bir Senemiz
- Yardıma ihtiyacım var
- Hakan Kenan Hoca
- Türkiye'nin Gururu Lingerium
- Zorunlu Trafik Sigortası
- Kur'an ın Bizlere İndirilme Amacını Doğru Anlamalıyız.
- Rivayetleri Aklamak Adına, Kur'an a Saygısızlık Yapmayalım.
- Allah ın Affetmesi, Şefaati Konusunu Nasıl Anlamalıyız.
- Hac Suresi 47, Zümer Suresi 42. Ayetlerin. Ölüm Ve Rüya İlişkisi.
- Allah ın Sınırlarını Aşarak, Kafirlerden Olmak İstemiyorsak.
- Kur'an neden arapça indirilmiştir. Zuhruf 2-3. Fussilet 44. Ayet.
- Elbette tek vatan bö-lü-ne-me----yiz
- Bizleri dinden saptıran en büyük yanlışımız.
- Çalışanlarınızın network trafiğini DeskGate ile inceleyin
- DeskGate en iyi sirket guvenlik programi
- Pekala ölmüyormuyuz
- Siber saldırı ve afetlere karşı veri yedekleme yazılımı DeskGate
- Işsizlik sel gibi
- Ad adres telefon
- Nuhilik (noahidizm)
- Isa beklenen yahudi mesih midir?
- Cümle kapısı..
- Karagöz İle Hacivat Konuşmaları 3
- Nasreddin Hoca Fıkraları
- Allah ın resulünün bizlere örnek oluşunu, hangi kaynaktan öğrenmeliyiz?
- Ayşecik İle Yasemin Sultan