İlmin Şerefi ve Âlime Eziyetin

İLMİN ŞEREFİ VE ÂLİME EZİYETİN SONU
Buhâra vâlisi Hâlid bin Ahmed, İmâm Buhârî'ye (r.h.) haber gönderip, eserlerini alıp, yanına gelmesini, onları bizzat kendisinden dinlemek istediğini bildirdi. Ayrıca kendi çocukları için husûsî hadîs-i şerîf dersi vermesini istedi. Bunun üzerine İmâm Buhârî; “Ben ilmi, emîrin kapısına götürüp zelîl etmem. Eğer ilmi istiyorsan, mescidde, yâhut evimdeki ilim meclisinde hazır bulun. Bu sözümü kabûl etmezsen, beni kürsüde ders vermekten men et de Allâh katında mâzur olayım. Halbuki ben, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) ‘Her kime bir ilimden sorulur, o da onu gizlerse, kıyâmet günü ateşten bir gem vurulur.’ hadîs-i şerîfi gereğince, ilmi gizleyemem.” dedi.
Çocukları için husûsî ders vermesini istemesine karşı da: “Ben, bir kısım kimseleri hadîs-i şerîf dersinden men edip, birkaç kişiye ders veremem.” dedi. Bunun üzerine vâli, İmâm'ın Buhârâ'dan çıkmasını emretti. İmâm Buhârî, vâliyi Allâhü Teâlâ’ya havâle edip, Buhâra’dan çıktı. Aradan bir ay geçmeden bu vâli vazifesinden alındı. Ona ve onun sözlerine uyarak, İmâm Buhârî Hazretlerine çeşitli ezâ ve cefâlarda bulunan kimselerin de her birine, insanların ders ve ibret alacakları çeşitli belâlar isâbet etti.

Konular